Gönderen Konu: Sanatsal Etkinlikler & Sinema Haberleri  (Okunma sayısı 26491 defa)

Ynt: Sanatsal Etkinlikler & Sinema Haberleri
« Yanıtla #30 : 11 Şubat 2008 - 02:03:41 »

Çevrimdışı vegateryan

  • Genel Moderator
  • ******
  • İleti: 2750
  • Cinsiyet: Bay
  • that's what she said
    • ÖzbeÖZ
bafta da

* En iyi film: Atonement
* En iyi İngiliz filmi: This is England
* En iyi yönetmen: Joel Coen/Ethan Coen (No Country For Old Men)
* En iyi animasyon filmi: Ratatouille
* En iyi erkek oyuncu: Daniel Day-Lewis (There Will Be Blood)
* En iyi kadın oyuncu: Marion Cotillard (La Vie en Rose)
* EN iyi yardımcı erkek oyuncu: Javier Bardem (No Country for Old Men)
* EN iyi yardımcı kadın oyuncu: Tilda Swinton (Michael Clayton)
* En iyi senaryo: Diablo Cody (Juno)
* En iyi uyarlama senaryo: Ronal Harwood (The Diving Bell And the Butterfly)
Chocolate, Chocolate, Chocolate Aaaack

Özlem Tekin

Ynt: Sanatsal Etkinlikler & Sinema Haberleri
« Yanıtla #30 : 11 Şubat 2008 - 02:03:41 »

Ynt: Sanatsal Etkinlikler & Sinema Haberleri
« Yanıtla #31 : 25 Şubat 2008 - 09:28:25 »

Çevrimdışı vegateryan

  • Genel Moderator
  • ******
  • İleti: 2750
  • Cinsiyet: Bay
  • that's what she said
    • ÖzbeÖZ
oscar..

EN İYİ FİLM:
İhtiyarlara Yer Yok-No Country For Old Men (Yönetmen Joel ve Ethan Coen)

EN İYİ YÖNETMEN
Joel ve Ethan Coen kardeşler, (İhtiyarlara Yer Yok-No Country For Old Men)

EN İYİ ERKEK OYUNCU
Daniel Day-Lewis (Kan dökülecek-There Will Be Blood)

EN İYİ KADIN OYUNCU
Marion Cotillard (Kaldırım Serçesi-La Vie en Rose)

EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU
Javier Bardem (İhtiyarlara Yer Yok-No Country For Old Men)

EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU
Tilda Swinton (Michael Clayton)

EN İYİ YABANCI FİLM
The Counterfeiters-Kalpazanlar (Avusturya)

EN İYİ ANİMASYON FİLMİ
Ratatouille

EN İYİ BELGESEL FİLM
Taxi to the Dark Side (Alex Gibney ve Eva Orner)

EN İYİ ORJİNAL SENARYO
Juno (Juno)

EN İYİ UYARLAMA SENARYO
İhtiyarlara Yer Yok-No Country For Old Men (Yönetmen Joel ve Ethan Coen)

EN İYİ GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ
Robert Elswit (Kan Dökülecek-There Will Be Blood)

EN İYİ ÖZGÜN MÜZİK
Dario Marianelli (Atonement)

EN İYİ ŞARKI
"Falling Slowly" (Once) Glen Hansard ve Marketa Irglova

EN İYİ KOSTÜM
Alexandra Byrne (Elizabeth: Altın Çağ)

EN İYİ MAKYAJ
Didier Lavergne ve Jan Archibald (La Vie en Rose-Kaldırım Serçesi)
Chocolate, Chocolate, Chocolate Aaaack

Ynt: Sanatsal Etkinlikler & Sinema Haberleri
« Yanıtla #32 : 25 Şubat 2008 - 13:35:35 »

Çevrimdışı amanda

  • Özcü
  • *****
  • İleti: 902
  • Cinsiyet: Bayan
aday filmlerden sadece michael clayton , jesse james suikasti , ve ratatuyu seyretmiştim.

o yüzden henüz yorum yapamayacağım

Ynt: Sanatsal Etkinlikler & Sinema Haberleri
« Yanıtla #33 : 05 Mart 2008 - 10:06:52 »

Çevrimdışı talen

  • Üye
  • **
  • İleti: 29
  • Cinsiyet: Bay
siyad 40. türk sineması ödülleri'nde yumurta dağıtmıştır ortalığı efendim.

en iyi kurgu: yumurta / ayhan ergürsel, suzan hande güneri, semih kaplanoğlu
en iyi müzik: mutluluk / zülfü livaneli
en iyi sanat yönetimi: yumurta / naz erayda
en iyi görüntü yönetmeni: yumurta / özgür eken
en iyi yardımcı kadın oyuncu: adem'in trenleri / derya alabora
en iyi yardımcı erkek oyuncu: sis ve gece / ilyas salman
en iyi kadın oyuncu: yumurta / saadet ışıl aksoy
en iyi erkek oyuncu: yumurta / nejat işler
en iyi senaryo: yumurta / semih kaplanoğlu, orçun köksal
en iyi yönetim: yumurta / semih kaplanoğlu
en iyi film: yumurta / semih kaplanoğlu
i stood in front of her face, when the first bullet was shot.

Ynt: Sanatsal Etkinlikler & Sinema Haberleri
« Yanıtla #34 : 30 Mart 2008 - 09:55:27 »

Çevrimdışı kanatsız melek

  • Gold Üye
  • *****
  • İleti: 2900
Anadolu Yakası'ndaki Hillside Trio'da 17 Mart'ta başlayan 'Trio' sergisi 30 Nisan'a kadar fotoğraf tutkunlarını bekliyor. Sergide fotoğraflarıyla Philip Plisson, Gilles Martin ve Olivier Föllmi gibi isimler yer alıyor.
Bilgi için: 0216 324 11 11


çok isterdim gidebilmeyi.. İstanbul'lu insanlar (: gidin mutlaka..
Tesadüflerle başlar her şey.

Ynt: Sanatsal Etkinlikler & Sinema Haberleri
« Yanıtla #35 : 30 Mart 2008 - 18:04:16 »

Çevrimdışı seytannikahi

  • Gold Üye
  • *****
  • İleti: 5898
  • Cinsiyet: Bayan
  • Benim Adım : Seksi
    • Follow Me
Elif Şafak "Orange" ödülü için aday gösterildi
Elif Şafak, İngiltere'de ''The Bastard of Istanbul'' adıyla yayımlanan ''Baba ve ***'' isimli kitabıyla ''Orange Broadband Prize for Fiction''a aday gösterildi.

Elif Şafak'ın romanıyla birlikte toplam 20 eser, ödül için aday gösterildi. İngilizce yazan kadın yazarlara açık olan Orange Prize’ı kazanan, 4 Haziran’da açıklanacak.
 
Elif Şafak'ın rakipleri arasında Nancy Huston, Sadie Jones, Scarlett Thomas, Patricia Wood, Jennifer Egan yazarlar bulunuyor.
 
Orange Prize sitesinde Elif Şafak'ın kısa yaşamöyküsü ve kitabın özetine de yer veriliyor.
 
Elif Şafak, romanında bir Ermeni ve bir Türk ailenin 90 yıla yayılan iç içe geçmiş öykülerini anlatıyordu.

----------------------------------------------------------------------------

Türkiye Yazarlar Birliği Ödülleri açıklandı
Ödül kazananlar

Türkiye Yazarlar Birliği'nin "2007 Yılı Yılın Yazar, Fikir Adamı ve Sanatçıları Ödülleri"ni kazananlar ve eserleri şöyle:

Hikaye: Abdullah Harmancı (Yerlere Göklere)
Şiir: Şaban Abak (Kayıp Atlar Haritası)
Roman: Ayşe Kulin (Veda)
Deneme: Mehmet Aycı (Mürekkep Ten)
Fikir: İbrahim Kalın (İslam ve Batı)
Araştırma: Nurcan Toksoy (Halkevleri)
İnceleme: Mehmet Narlı (Şiir ve Mekan)
Edebi Tenkit: Osman Özbahçe (Kural Dışı)
Hatıra: Hicran Göze (Kadıköylü Yıllarım)
Gezi: Özcan Yüksek (Sessizce Dön)
Tercüme: Ali Benli, Macit Karagözoğlu (Muhammed Ferid'den İngiliz İşgaline Karşı Osmanlı Hilafeti)
Biyografi: Ersin Özarslan (Erol Güngör)
Çocuk Edebiyatı: Nurdan Damla (365 Günde Sevgili Peygamberim)
Basın-Fıkra: Nuh Gönültaş (Bugün Gazetesi)
Basın-Fikir: Leyla İpekçi (Zaman Gazetesi)
Dergi: Bizim Külliye
Elektronik Yayıncılık: Sanatalemi.net
TV-Belgesel: TRT (Mevlana)
TV-Dizi: ATV (Karayılan)
Şehir Kitapları: Nevzat Kösoğlu (Geçmiş Zaman Peşinde Yahut Vaizin Söyledikleri)
Radyo Programı: Alim Kahraman (Rasim Özdenören ile Mavera Yolculuğu-Burç FM)
Yayıncılık-Kamu: Sivas Belediyesi
Yayıncılık-Özel: Beyan Yayınları
Özel Ödül: Polatlı Belediyesi
Basın Yönetim: Ali Adakoğlu (Gerçek Hayat)
Üstün Hizmet: Prof.Dr.Ömer Faruk Akün, Prof.Dr.M.Said Hatiboğlu, Yücel Çakmaklı

« Son Düzenleme: 30 Mart 2008 - 18:05:22 Gönderen: seytan_nikahı »
"Sen,her zaman NY'dan daa güzeldin" de."Seni hiç kırmadım ki" de."Kim uydurdu bu yalanı"

http://seytannikahi.blogspot.com/

Ynt: Sanatsal Etkinlikler & Sinema Haberleri
« Yanıtla #36 : 21 Mayıs 2008 - 16:04:59 »

Çevrimdışı seytannikahi

  • Gold Üye
  • *****
  • İleti: 5898
  • Cinsiyet: Bayan
  • Benim Adım : Seksi
    • Follow Me
Bebek sahilinde demirli bir teknenin üzerine pankart asan 'Nurgül Yeşilçay Fan Club' (NYFC) üyeleri duygularını şöyle dile getirdi: "O özgün ruh! O şeffaf çocuk! O sınırsız yetenek! Bukalemun Nurgül Yeşilçay! NYFC bir bedende birçok kadına hayran!" Boğaz'da dolaşanların dikkatini çeken pankartın kendisini mutlu ettiğini belirten Nurgül Yeşilçay hayranlarının jestine teşekkür etti ve şunları söyledi:

"Biz bir ekibiz"
"Oyunculuğumla, gerçekleştirdiğim farklı karakterlerle herkesin kalbine giden bir yol bulduğum için mutluyum. NYFC'nin desteğini her zaman hissettim. Ben onlarla birlikte bir ekibim. Ve bu ekip daha çok güzel işler yapacak."

www.nurgulyesilcay. net
"Sen,her zaman NY'dan daa güzeldin" de."Seni hiç kırmadım ki" de."Kim uydurdu bu yalanı"

http://seytannikahi.blogspot.com/

Ynt: Sanatsal Etkinlikler & Sinema Haberleri
« Yanıtla #37 : 28 Mayıs 2008 - 19:34:48 »

Çevrimdışı seytannikahi

  • Gold Üye
  • *****
  • İleti: 5898
  • Cinsiyet: Bayan
  • Benim Adım : Seksi
    • Follow Me
Pollack'ın temsilcisi Leslee Dart, ünlü yönetmenin Los Angeles kentinin banliyösü Pacific Palisades'teki evinde dün öldüğünü söyledi.

Yönetmene 10 ay önce kanser teşhisi konduğunu söyleyen Dart, hastalığın kaynağının ise belirlenemediğini ifade etti.

7 DALDA OSCAR KAZANDI
Pollack'ın kariyerindeki en büyük başarısı, Robert Redford ve Meryl Streep'in başrollerini paylaştığı 1985 yapımı "Out of Africa" (Benim Afrikam) ile En İyi Yönetmen ve En İyi Film dallarının da aralarında bulunduğu 7 dalda Oscar kazanmasıydı.

Pollack'ın diğer önemli filmleri arasında En İyi Yönetmen ödülüne aday gösterildiği Dustin Hoffman'ın başrolünü oynadığı komedi "Tootsie" ile Amerikan buhranından bir kesit sunan Jane Fonda'nın oynadığı "They Shoot Horses, Don't They?" (Atları da Vururlar) da yer alıyor.

Yönetmenlik döneminde Robert Redford ile sıkı işbirliği içinde olan Pollack, aktörün Barbra Streisand ile oynadığı "The Way We Were" adlı romaktik filmi de çekmişti. Redford ile ilk filmini 1962 yılında "War Hunt" ile yapan ve aynı filmde de rol alan Pollack, daha sonra Redford'un "This Property Is Condemned" (Lanetli Kasaba), "Jeremiah Johnson", "Three Days of the Condor" (Akbabanın Üç günü) ve "Havana" filmlerini yönetmişti.

"Sen,her zaman NY'dan daa güzeldin" de."Seni hiç kırmadım ki" de."Kim uydurdu bu yalanı"

http://seytannikahi.blogspot.com/

Ynt: Sanatsal Etkinlikler & Sinema Haberleri
« Yanıtla #38 : 29 Mayıs 2008 - 12:35:43 »

Çevrimdışı seytannikahi

  • Gold Üye
  • *****
  • İleti: 5898
  • Cinsiyet: Bayan
  • Benim Adım : Seksi
    • Follow Me
Çağan Irmak'ın yönettiği, "Ulak" filmi ile "The Business of Film" dergisine kapak oldu.


Çağan Irmak'ın yönettiği, başrollerini Çetin Tekindor, Şerif Sezer, Hümeyra'nın paylaştığı "Ulak" filmi, 61. Cannes Film Festivali'nin ünlü sinema dergilerinden "The Business of Film" dergisine kapak oldu. Film dergiye, "The Messenger" ismiyle kapak oldu ve festivalde gösterildiği 19 Mayıs tarihinde birçok yapımcının ilgisini çekti. Konuyla ilgili Avşar Film yetkilisi Semra Avşar, "Filmin gösterildiği gün dergide kapak olmamız onur vericiydi. Yetkililer ve seyirciler filmin İngilizce ismi gibi gerçekten mesaj aldıklarını ve ilginç bulduklarını söylediler. Ve birçok ülkeden satın alındı filmimiz. Özellikle Çetin Tekindor'un oyunculuğunun dünya standartlarında olduğu dile getiriliyordu. Bunlar bizi çok mutlu etti" dedi.

"Sen,her zaman NY'dan daa güzeldin" de."Seni hiç kırmadım ki" de."Kim uydurdu bu yalanı"

http://seytannikahi.blogspot.com/

Ynt: Sanatsal Etkinlikler & Sinema Haberleri
« Yanıtla #39 : 29 Mayıs 2008 - 12:41:35 »

Çevrimdışı seytannikahi

  • Gold Üye
  • *****
  • İleti: 5898
  • Cinsiyet: Bayan
  • Benim Adım : Seksi
    • Follow Me
Magazin Gazetecileri Derneği'nin düzenlediği Altın Objektif Ödül Töreni, önceki akşam Maslak TİM Show Center'da yapıldı.
Magazin dünyasına ışık tutan deneyimli gazetecilerin yanı sıra 2007 performansları değerlendirilen müzik, sinema, televizyon, tiyatro, moda, internet ve radyo yıldızlarının ödüllendirildiği geceye ilgi büyük oldu. Deniz Seki ile Hüsnü Şenlendirici'nin sahne aldığı törenden ödülle ayrılan isimler arasında Acun Ilıcalı da vardı.


En İyi Şarkı: Hadi Hadi (Fatih Ürek)

En İyi Yorumcu: Ferhat Göçer

En İyi Albüm: Sibel Can

Çıkış Yapan Yorumcu: Öykü&Berk, Sıla

En İyi Film: Beyaz Melek

En İyi Sinema Oyuncusu: Özgü Namal (Mutluluk)

En İyi Sinema Yönetmeni: Abdullah Oğuz (Mutluluk)

En İyi Tiyatro Oyunu: Evlilikte Ufak Tefek Cinayetler

En İyi Tiyatro Oyuncusu: Vahide Gördüm (Evlilikte Ufak Tefek Cinayetler)

En İyi Modacısı: Cengiz Abazoğlu

En İyi Mankeni: Şenay Akay

En İyi TV Dizisi: Yaprak Dökümü

En İyi TV Dizi Oyuncusu: Erdal Beşikçioğlu

En İyi TV Kadın Kuşak Porgramı: Sabahların Sultanı (Seda Sayan)

En İyi TV Haber Tartışma Programı: Arena ve Deşifre

 
En İyi TV Eğlence Show-Yarışma Programı: Var mısın Yok musun

En İyi TV Magazin Programı: Canlı Canlı

En İyi Haber Spikeri: Mehmet Ali Birand

En İyi Magazin-Tartışma Programı: Haydi Gel Bizimle Ol

En İyi Program Sunucusu: Mehmet Ali Erbil

En İyi Spor Programı: Stadyum-TRT1

En İyi Radyo Dj: Arıza Şov (Rıza Esendemir)

Yılın En İyi Radyo Programı: Bedirhan Gökçe ile 3. Sayfa

Yılın En İyi Radyosu: Kral FM

Yılın En İyi İnternet Haber Portalı: www.internethaber.c om

Yılın En İyi İnternet Magazin Haber Portalı: www.magazinci.com

Orhan Olcay Basın Meslek Onur Ödülü: Güneri Civaoğlu, Aydoğan Kaçıra, Ali Eyüboğlu, Can Tanrıyar

Yaşam Boyu Meslek Onur Ödülü: Adnan Şenses, Emel Sayın, Orhan Boran, Müjde Ar, Güler Ökten, İbrahim Tatlıses, Burhan Çanan Cengiz Kurtoğlu

Üstün Başarı Ödülü: Kadir İnanır

Başarı Ödülü: Yönetmen Nuri Bilge Ceylan

"Sen,her zaman NY'dan daa güzeldin" de."Seni hiç kırmadım ki" de."Kim uydurdu bu yalanı"

http://seytannikahi.blogspot.com/

Ynt: Sanatsal Etkinlikler & Sinema Haberleri
« Yanıtla #40 : 01 Haziran 2008 - 10:50:09 »

Çevrimdışı kanatsız melek

  • Gold Üye
  • *****
  • İleti: 2900
"Üçüncü Tepe" sergisi Fotoğrafevi'nde

 

Tamamı renkli 60 adet fotoğraftan oluşan "Üçüncü Tepe" belgesel projesinin sergisi; 31 Mayıs-15 Haziran 2008 tarihleri arasında Fotoğrafevi'nde sergileniyor. Sergiye eşlik eden kitap ise sergi ile birlikte Fotoğrafevi Yayınları arasında yerini alıyor.

Bir zamanlar İstanbul'da "seçkin" sakinleri ile ünlü, İstanbul'un yedi tepesinden biri olan "Üçüncü Tepe" Süleymaniye semti; zamanla Türkiye'nin değişik bölgelerinden göç eden, çeşitli etnik ve sosyal katmanlarla değişime uğramıştır.

"Üçüncü Tepe" sergisi ve eşlik ettiği kitap; belgesel fotoğrafçı Haluk Çobanoğlu'nun önerisi ve editörlüğünde, farklı meslek gruplarından gelen fotoğrafçılar olan Yeşim Tetik, Bülent Özşeker ve Edmon Sefer'in bu değişimi izleyen görsel tanıklıklarını paylaşma isteğinden doğmuştur. Bölgedeki tarihi dokunun her geçen gün yok oluşunu ve zor şartlarda yaşam mücadelesi veren, üçüncü tepe sakinlerini belgelemeye çalışan fotoğrafçılar, üç yıla yaklaşan birikimleri sonucunda oluşan bu projeyi bir sergi ve kitap olarak bizlere sunuyorlar.

Fotoğrafçılar, Amerikalı kadın fotoğrafçı Margaret Bourke-White'in "bir fotoğrafçı için anlamak, kullandığı teknik malzemeler kadar önemlidir" ifadesinden yola çıkarak, bölgede yaşayanları önce anlamaya çalışmış, şimdi de anlatmayı deniyorlar.

Fotoğrafçılar, "Kentsel Dönüşüm Projesi" nedeniyle şantiye alanına çevrilen "Üçüncü Tepe"nin özellikle Süleymaniye, Vefa, Küçükpazar semtlerindeki değişime objektifleriyle tanıklık ettiler. Çalışma 2006 yılının ikinci yarısından, 2008 Nisan ayı sonuna kadar çekilen fotoğraflardan oluşuyor.


Sergi Açılışı: 31 Mayıs 2008 Cumartesi saat 18:00

FOTOGRAFEVI
İstiklal Caddesi, Tütüncü Çıkmazı, No:4
Galatasaray, Beyoğlu, İstanbul
Tel: 0212 249 02 02
Web: www.fotografevi.com
 
 
Tesadüflerle başlar her şey.

Ynt: Sanatsal Etkinlikler & Sinema Haberleri
« Yanıtla #41 : 07 Haziran 2008 - 20:30:10 »

Çevrimdışı seytannikahi

  • Gold Üye
  • *****
  • İleti: 5898
  • Cinsiyet: Bayan
  • Benim Adım : Seksi
    • Follow Me
Uluslararası film festivallerinde aldığı ödüllerle son dönemde adından sıkça söz ettirmeye başlayan Türk Sineması’nın en başarılı yapımları dünyanın dört bir yanında gösterime girecek.Türk Sineması'nın gözde yapımları ABD'den Hindistan'a, İngiltere'den Çin'e kadar dünyanın dört bir yanında görücüye çıkacak.

Türk Filmleri Tanıtım Günleri'nin ilk durakları, 9-16 Haziran tarihleri arasında ABD'nin New York ve Washington kentleri olacak. Amerikan film endüstrisinden yapımcı, yatırımcı, dağıtımcı, oyuncu ve yönetmenlerle Türk sinema sektörünü bir araya getirmeyi hedefleyen etkinliğe, gösterimde filmleri yer alan sanatçılar da katılacak.

HOLLYWOOD TARTIŞACAK
New York'ta ayrıca, Hollywood yönetmenleri, oyuncuları, senaristleri ve Amerikan film endüstrisinin önde gelen isimlerinin davet edildiği özel bir gece düzenlenecek. Tanıtım günlerinde ''Eşkıya'', ''Beynelmilel'', ''Takva'', ''Kabadayı'', ''Mutluluk'', ''Yumurta'', ''Beyaz Melek'', ''Kader'', ''Gelibolu'', ''Pars-Kiraz Operasyonu'', ''Yaşamın Kıyısında'', ''İklimler'', ''Umut'', ''Susuz Yaz'', ''120'' ve ''Bayrampaşa'' adlı filmler gösterilecek.

Türk filmleri 28 ülkede 36 kentte gösterime girecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema ve Telif Hakları Genel Müdürü Abdurrahman Çelik, Bakanlık ile Televizyon ve Sinema Filmi Yapımcıları Meslek Birliği tarafından gerçekleştirilecek etkinliklerde Türk filmlerinin dünyaya tanıtılacağını söyledi.

timesistanbul.com
"Sen,her zaman NY'dan daa güzeldin" de."Seni hiç kırmadım ki" de."Kim uydurdu bu yalanı"

http://seytannikahi.blogspot.com/

Ynt: Sanatsal Etkinlikler & Sinema Haberleri
« Yanıtla #42 : 08 Haziran 2008 - 15:13:53 »

Çevrimdışı seytannikahi

  • Gold Üye
  • *****
  • İleti: 5898
  • Cinsiyet: Bayan
  • Benim Adım : Seksi
    • Follow Me
İtalyan ANSA ajansı, bir süredir hasta olan Risi'nin, başkent Roma'daki evinde hayatını kaybettiğini duyurdu.

23 Aralık 1916'da Milano'da dünyaya gelen Risi, 1950'lerde yönetmenlik yaptığı filmlerle en ünlü İtalyan yönetmenler arasına girdi. Risi'nin filmlerinde, Sophia Loren, Vittorio Gassmann, Alberto Sordi ve Ugo Tognazzi fibi oyuncular yer aldı.

Eleştirmenlik ve belgesel yapımcılığı da yapan Risi, yönetmenlik hayatı boyunca 54 filme imza attı.

1940'larda 20 kadar kısa metrajlı filmi yöneten Risi, 1950'lerde tamamen sinemayla ilgilenmek için Roma'ya yerleşti.

Risi'nin tanınmış filmleri arasında, "Poveri ma Belli", "Il Sorpasso" ve "Profumo di Donna" (Kadın Kokusu) yer alıyor.

Dino Risi, Venedik Film Festivalinde, tüm çalışmaları nedeniyle Altın Aslan ödülüne layık görülmüştü.


"Sen,her zaman NY'dan daa güzeldin" de."Seni hiç kırmadım ki" de."Kim uydurdu bu yalanı"

http://seytannikahi.blogspot.com/

Ynt: Sanatsal Etkinlikler & Sinema Haberleri
« Yanıtla #43 : 12 Haziran 2008 - 18:04:48 »

Çevrimdışı seytannikahi

  • Gold Üye
  • *****
  • İleti: 5898
  • Cinsiyet: Bayan
  • Benim Adım : Seksi
    • Follow Me
Pazar günü son bulan 15. Adana Altın Koza Film Festivali'nin ardından 'Beyaz Melek' filminin yapımcısı Murat Tokat, festival jürisini ağır bir dille eleştirdi. Tokat, "Jüri festivale gölge düşürmüştür. Bugüne kadar halkın sevdiği filmlere ödüller veren festival, jürinin azizliğine uğramıştır. Yapılanlar haksızlığın ötesinde, kepazeliktir" dedi.

FİLMİMİZ KISKANILDI
"Yapılanlar, 2007'nin en çok izlenilen filminin büyük başarısının içlerine sinmeyişidir. ABD'den iki ödül alan ve bu anlamda tek Türk filmi olan 'Beyaz Melek'in kıskanılmasıdır" şeklinde konuşan Murat Tokat, sözlerini şöyle sürdürdü. "Seçilen jürinin 'Beyaz Melek'te oynayan usta oyuncuları değerlendiremeyecek kadar zavallı bir tutum sergilemeleri dikkatlerden kaçmamıştır. Bizi, oyuncularımızı ve emeği geçenleri rencide etmişlerdir."

RİSKE GİRMELERİ GEREK
"Bundan sonra yapacağımız filmleri büyük kepazelikler dönen festivallere asla göndermeyeceğiz" diyen Tokat, Kültür Bakanlığı'na yönelik de şunları söyledi: "Beyaz Melek'in gişesinden elde edilen gelirlerin, halk tarafından takdir görmeyen ve izlenmeyen filmlere verilmesi asla doğru değildir. Kültür Bakanlığı'nın gişelerden gelen bütçeyi 'Resim Sineması'na verilmesine kesinlikle karşıyız. Bu tarz filmler çeken arkadaşlarında riske girmesi gerekiyor."

KİME ÖDÜL VERİLECEĞİ BİZİM TAKDİRİMİZ
Altın Koza Film Festivali Ulusal Yarışması'nın jüri başkanı Derya Alabora, "Kime ödül vereceğimiz kendi takdirimizdir" dedi ve şunları söyledi:

SAÇMA BİR ŞEY!
"Herkes bir şeyler söyleyebilir. Ama söylediği son derece saçma bir şeydir. Seçilen filmler ortada. Bu tamamen şuursuzluk olarak nitelendirebileceğim bir şey. Orada bir jüri var. Hangi filme ödül vereceğimiz, bizim kendi takdirimizdir. 'Şu ya da bu film niye ödül almadı?' diye bir şey olmaz ki! Bunu neye göre değerlendiriyor? İnsanların 'Filmimiz neden ödül almadı?' diye ortaya çıkması ayıp değil mi? Şiddetle kınıyorum."

BUNA NE DENİR?
Jüri üyesi Sırrı Süreyya Önder ise konuyla ilgili şunları söyledi: "Üstüme hiç gölge düşmüş gibi hissetmiyorum. Buna ne denir ki? Seyirciyle festival ödülünü alıp, böyle salakça bir bağ kuran adama başka ne söylenebilir ki? Başka bir cümle kurmak bunlara gereğinden fazla kıymet vermektir. Bu karar oy birliğiyle çıkmıştır. Orada dokuz tane insan var." Murat Tokat'ın eleştirdiği 15. Altın Koza Jürisi; Başak Köklükaya, Cahit Berkay, Ezel Akay, Hayk Kirakosyan, Murat Özer, Lale Mansur, Sadık Deveci ve Sırrı Süreyya Önder'den oluşuyordu.

 

Sabah
"Sen,her zaman NY'dan daa güzeldin" de."Seni hiç kırmadım ki" de."Kim uydurdu bu yalanı"

http://seytannikahi.blogspot.com/

Ynt: Sanatsal Etkinlikler & Sinema Haberleri
« Yanıtla #44 : 18 Haziran 2008 - 20:00:03 »

Çevrimdışı seytannikahi

  • Gold Üye
  • *****
  • İleti: 5898
  • Cinsiyet: Bayan
  • Benim Adım : Seksi
    • Follow Me
Amerikalı bir İngilizce öğretmeninin, Türkiye'de geçirdiği bir yılını anlattığı ''The Yogurt Man Cometh'' (Yoğurtçu Geliyor) adlı kitabın tanıtımı, New York'ta yapıldı.

İstanbul Üniversitesi Mezunları Derneği ve Forum Gazetesi tarafından Manhattan'da düzenlenen gecede, 1997-1998 eğitim-öğretim yılında Ankara'daki bir lisede İngilizce öğretmenliği yapan Kevin Revolinski, Türkiye'de yaşama macerasını konu alan kitabını tanıttı, kitabından bölümler okudu.

Gezi yazısı ve hatıra niteliğindeki kısa hikayelerden oluşan kitabının adını, meşhur İngiliz tiyatro oyunu "The Iceman Cometh"ten etkilenerek koyduğunu anlatan Revolinski, bir yıl boyunca tuttuğu notların, yıl sonunda kitabının taslağını oluşturduğunu söyledi.

Hakkında çok fazla şey bilmeden ve çok da isteyerek gitmediği Türkiye'deki her gününde ayrı bir macera yaşadığını belirten yazar, "hayatımın en güzel bir yılıydı. Her gün yeni bir şey vardı, her günüm bir maceraydı. Elbette trafiğin beni çıldırtması gibi olumsuz hatıralarım da var ama kötü geçen günlerimin bile arkasında mutlaka bir hikaye vardı" diye konuştu.

Türkiye'de dil öğrenirken ya da topluma adapte olmaya çalışırken yaşadıklarını esprili bir dille anlatan Revolinski, Türkiye'de bazen, garip şeylerin olağan karşılandığı ve ne zaman neyle karşılaşılacağının belli olmadığını, ancak en çok bunu sevdiğini belirtti.

Revolinski, kitabından, kapı kapı dolaşarak yoğurt satan bir adamın kendisine zorla yoğurt satmaya çalışması, Ramazan ayında öğrencilerini ve iş arkadaşlarını daha iyi anlamak için 16 gün oruç tutması ve yolda karşıdan karşıya geçme tecrübelerini anlatan üç kısa bölüm okudu.

Revolinski ayrıca, nüfusunun yüzde 99'u Müslüman bir ülke olan Türkiye’de, insanların farklılıklara karşı son derece kucaklayıcı olmasından da çok etkilendiğini sözlerine ekledi.

___________________ ___________________ ___________________ ___________________ ________________

New York'ta, Televizyon ve Sinema Yapımcıları Birliği (TESİYAB) tarafından düzenlenen 3 günlük Türk Filmleri Festivali'nin kapanış programı olarak düzenlenen panelde, festival için kentte bulunan oyuncular Şener Şen, Hülya Koçyiğit ve Özgü Namal, yapımcılar Mine ve Ömer Vargı, yönetmen Çağan Irmak, Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nihat Gül, Amerikalı film yapımcısı Barry Brown ve film dağıtımcısı Marc Lipsky konuştu.

New York Türk Filmleri Festivali'nin kurucusu ve direktörü olan yönetmen Mevlüt Akkaya'nın yönettiği panelde, Türk sinemasının geçmişten bugüne yaşadığı gelişme ve ABD pazarına girebilmesi konuları ele alındı.

Festivalin, Amerikalı film yapımcıları ile işbirliği imkanlarını araştırmak için Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle düzenlendiğini anlatan Mine Vargı, yapımcı olarak, hayallerinin, festivallerde yer almak dışında, ABD'deki dağıtım ağına girebilmek olduğunu söyledi.

Başkanı olduğu TESİYAB olarak ise, endüstrinin Türk filmlerine ilgisini görmek amacıyla bu festivali düzenlediklerini belirtti.

Türk sinemasının geçirdiği değişimle ilgili olarak konuşan Şener Şen, Türk sinemasının yetmişli yıllarda Hollywood ve Bollywood gibi çok üretken, ancak kendi içinde dönen bir işleyiş olduğunu, sektör haline gelemediğini; son yıllarda da yapılan film sayısının yılda 40-50 filme düşmesi sebebiyle Türkiye'de bir film sektörü olduğundan bahsetmenin doğru olmayacağını söyledi.

Teknolojik gelişme ile filmlerdeki kalitenin arttığını ifade eden Şen, "ancak hem dünya hem de Türk sinemasının tek sorunu, senaryo, ruh, yaratıcılık eksikliğidir" diye konuştu.

Hülya Koçyiğit ise, "çok film yaptığımız yıllarda halimizden çok memnunduk. Kısıtlı teknoloji ile çalışıyorduk ama halkın ilgisi çoktu.

Az parayla büyük işler yapmaya çalışıyorduk, ama sadece kendimiz seyrediyorduk. O yıllarda kimse sinemayı bilerek yapmıyordu, şimdi ise eğitimli gençlerimiz var. Şimdi hikayelerimizi dünyaya anlatmak istiyoruz." dedi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nihat Gül, Bakanlık olarak dünya sinemasının yapımcılarını Türkiye'de film çekmeye teşvik etmeyi ve Türkiye'de büyük stüdyolar kurulmasını sağlamayı hedeflediklerini anlattı. Gül, bir eğlence sektörü olduğu kadar ülkeler arasında etkileşim, iletişim ve tanıtım aracı olan sinemayı hem film hem de festivaller bazında desteklemeye devam edeceklerini söyledi.

Bu bağlamda, Türkiye'de bir film çeken Barry Brown da yaşadığı tecrübeleri dinleyicilerle paylaştı. Fethiye'de çektiği film sırasında doğal güzelliklerden çok etkilendiğini anlatan Brown, çok etkilendiği manzaraları izleyiciye birebir aktarabilmek için filmini 3D yöntemiyle çekmeye karar verdiğini söyledi.

Özgü Namal ise, kendi jenerasyonu içinde, çok güzel projelerde yer almasının kendisi için büyük şans olduğunu belirtti. "gizli kalmış bir ülke olan Türkiye'yi ve gizli kalmış bir sinema olan Türk sinemasını uluslararası festivallerde tanıtmayı amaçlıyoruz. Hollywood filmlerinde oynamak gibi bir hedefimiz yok, kendi yapımcı, yönetmen ve oyuncularımızla adımızı dünyaya duyurmak amacındayız" dedi.

Çağan Irmak, Türk sinemasının en büyük problemini, "ana dalga (main stream) sinema kanadının çok az oluşu" olarak gördüğünü dile getirdi. Türkiye'de ya son derece kişisel ya da tamamen ticari filmler yapıldığına dikkat çeken Irmak, halkla buluşan filmlerin sayısının az olmasının Türk sinemasına çok şey kaybettirdiğinin altını çizdi. Irmak, "film kalpten geldiği zaman, sizin duygularınızı anlattığı zaman dünyada başka bir desteğe gerek kalmadan sesini duyurur" diye konuştu.

Dağıtımcı Lipsky ise, Türk filmlerinin Amerikan pazarında yer alması için, Hollywood tarzı değil özgün filmler yapılmasının önemine değindi.

Ömer Vargı da, Türk sinemasının dünyada daha çok tanıtılması için neler yapılması gerektiğiyle ilgili bir soruya, Türk sinemasındaki gelişmeyi gözardı etmemekle birlikte, izlenme oranlarında yaşanan sayısal artışın filmlerin kalitesine yansımadığını düşündüğünü söyledi.

Her filmin iş, teknik ve sanat yönü olduğunu hatırlatan Vargı, bu üçünün dengesinin sağlanması durumunda Türk sinemasının dünya sineması içindeki yerini alacağını kaydetti.

"Amerikalı seyircinin Türk filmlerine alıştığını, sevdiğini söylemek mümkün mü?" şeklindeki bir soruya ise Mevlut Akkaya, 10 yıldır düzenlenen New York Türk Filmleri Festivali'ni, ilk yıllarda yüzde 80 Türk, yüzde 20 Amerikalı seyircinin izlediğini, bugün ise bu oranın yüzde 60'a 40 oranında değiştiğini anlattı.

Oscar ödülleri

Oscar ödülleri ile ilgili olarak da Mine Vargı, bugüne kadar yapımcısı olduğu iki filmin, Eşkıya ve Gönül Yarası'nın yabancı film dalında Oscar'a aday adayı olduğunu hatırlatarak "12 yıl önce Eşkıya'nın tanıtımı için buraya geldiğimizde bizi kimse tanımıyordu ve çok az bir bütçeyle tanıtım yaptık. 2 yıl önce Gönül Yarası için geldiğimizde hem çevremiz hem de bütçemiz artmıştı. Oscar almak bir süreç, bize de sıra gelecek ve buna çok yaklaştığımızı hissediyorum" şeklinde konuştu.

Genç oyuncu Namal, "Oscar ödüllerinde farklı bir lobi var, bence köklü bir film festivalinde ödül almak daha önemli" derken Çağan Irmak ise, Türkiye'nin yabancı film kategorisinde ödül alması durumunda Türkiye'de bir anda herkesin çok iyi filmler çekmeye başlamayacağını söyleyerek, bu ödülün ortak prodüksiyonlar açısından çok yararlı olabileceğini dile getirdi.

Panelde, Türkiye'nin New York Başkonsolosu Mehmet Samsar ile Kültür ve Tanıtma Ataşesi Hasan Zöngür olmak üzere Türk ve Amerikalı sinemaseverler de bulundu.

"Sen,her zaman NY'dan daa güzeldin" de."Seni hiç kırmadım ki" de."Kim uydurdu bu yalanı"

http://seytannikahi.blogspot.com/