Mesaj yollanırken şu hatalar oluştu:
Mesajınızı yazmadınız.
Hiçbir mesajım yok belki.Ya da şu anda buraya yazacağım şeyler bir boşluktan fazlası değil.
Buraya yazdığım,yazacağım şeylerin hiçbir amacı yok.Ya da düşündüklerimin.
Yolun tam ortasındaki çizginin sağ ve sol tarafı kadarlar hepsi! Gerisi ya da ilerisi yok.
Kafamın pek ayık olmamasından mütevellit, hislerimi birer birer soyup buraya sermekten korkuyorum.
Aslında şu var,hangi içkiden ne kadar içerseniz için kalbiniz bundan hiç mi hiç etkilenmiyor.Sadece bir süre beyninizle saklambaç oynuyor.Özünde ikisi de bir süreliğine sizi aldatıyor.
Bu aldatılmışlığın farkında olarak yazdığıma göre belki de en kendimde olduğum anlardan biridir şu.
ve benim midem bulanıyor! biradan değil...yorgunluktan,yoğunluktan ...
Her gün ayrı bir hayalimden oluk oluk kan akıyor.Bu kanlar birikinti haline gelip bir diğer hayalimi boğuyor.Zihnimi yoruyor.
Bir hayatın sahibi olabilmeniz için nefes alıp verişleriniz yetmiyor.İstediğiniz kadar hayal edip,üzerine gidin..ipler bir türlü sizin elinize verilmiyor.
tamamen "benim!" diyebileceğim pek fazla şeyim yok,kelimelerimden,fikirlerimden,hayallerimden,fotoğraflarımdan başka.
Neyse ki bunlara müdahale edilemiyor,bunlar sıkılıp da vazgeçemiyor.
Ben ne kadar varsam,onlar da o kadar var.sağımda,solumda,her yanımda.
Bu yüzden onlara sarılmayı seviyorum,onlara sarılıp uyumayı.
Çocukken sarılıp uyuduğum oyuncak ayıcığım kadar sıcaklar,bir o kadar bana ait.
Güneş'in kızı Gizem,Güneş'in doğuşu ile başlayan her yeni günden çekinir mi oldun ?
Hayır,sadece herkesin,her şeyin seni çok yorduğunu bunalttığını biliyorum.Kanatlarını topla..gözlerini kapat ve koş koşabildiğin kadar.
Koş koş koş koş koş koş koş koş koş koş koş koş koş koş koş koş koş ... !
02:02