Özlem Tekin
Konu Dışı => Diğer Başlıklar => Konuyu başlatan: seytannikahi - 14 Şubat 2008 - 15:42:24
-
arkadaşlar okul zamanı öğretmenlerin ençok oynattıgı oyunlardan biri daa..
bu oyunda sizden sonraki üye sizin cümlenize bağlı kalarak yeni bir cümle ekleyerek sonsuz bir hikaye üretilecektir hep birlikte
Ben Başlayayım il olarak...
Sisli ve ürpertici bir gecede yine penceremden uzaklara dalıp gitmek niyetindeydim
devam..
cevap sıradaki
-
fakat sürekli beynimi kurcalayan birşeyler vardı...
-
zihnimin sınırları ötesinde kayboldum..daldım sonsuzluğun denizine, ve boğolmak hiç geçmiyordu içimden..birden bire gaipten bir sesle irkildim..ey fani,bana bir küçük rakı kap gel.. bir anda akıbeti meçhul bu ses üzerinde yoğunlaşırken, başka bir zamanda....
-
Benim gibi aynı sesleri duymuş ama boşluklarda kaybolmuş bir şaşkın ördek yavrusu misali kaybolduğumu hissettim ,gözlerim doldu bu koca dünyada ,sonra düşündüm ki nasıl yanlız olurdum benim gibi yanlız kalmış milyonlarca yanlız insanla ,tek çarem vardı oda...
-
küçük rakıyı iki dlim tam yağlı beyaz peynir ve kavun eşliinde götürmek:))...
-
kurdum masayı ayarladım tam yağlı peynir, bide yanına kavun...
ama baktım yanlız tadı cıkmayacak, muhabbet lazım..
bizim şeyi çağırdım.. ııı neydi adı yaa...
-
ABBASSSSSSSSS işte abbas dedim vakit tamam akşam diyodun oldu oğlum akşam ama hayatta endeğerli şey yabbozun kayıp parçası gibi kaybettiğim ...
-
Abbası bekliyorum sofra önümde 70'lik açık masada...kapı çalındı Abbastır dedim koştum ağır abi edasıyla kapıyı açtım ama gördüğüm kişi...
-
evet karşımdaki kişi yine abbastı boynuma sarıldı, ağladı.daha sonra bir 45lik açtık üzerine 2 bira cila attık ama sonuçta
-
...kafa bi milyondu çoktan
-
aslında insanın kafası güzel olunca daha net düşünüyor denilenin aksine daha dürüst oluyor hem kendisine hem hayata abbasında olmadığını anlamıştık sonunda ama diyorum ya...
-
ama diyorum ya sonradan fark ettim Bütün bu anlattığım şeylerin Rüya olduğunu...Zihnimim bütün odaları kapatılmış ve rüyamda bile sadece içkiyi düşünüp kendimden kaçabildiğim kadar uzaklara kaçmak istemişim.. Uyandım ve..
-
doğru tuvalet ,el yüz yıkama insanın sabah uyandığında yaptığı doğal ihtiyaçları işte ve en önemlisi...
-
en önemliside camide namaz kıldırmamı bekleyen cemaaat:))) onlara rüyamda abbasla beraber rakı peynir kavun fantazisi yaptıım için geç kaldım sabah namazına desem beni caminn minaresine çarmaha gererler:) sağlam bi mazeret bulmam lazım....
-
selam cemaatimin güzel ve yüzleri nur dolu insanları...
namaza gec kaldım evet ama karım sehir dısında ve çocugumuzun doğmasına günler vardı ve gece tek başıma kara kara düşünürken telefonun sesiyle irkildim..arayan kayınbabamdı..
-
ulla damat çocuk doğdumu dedi.ve bir aceledirki hiç bir şeyin fARkında olmadan çocuğumuz doğmuş.2 gün sora çocuk isimleri tartışıldı .her kafadan bir ses çıkıyordu.ve sonunda isimine karar verdik çocuğun ismi.......
-
aslında benim aklımda bir isim vardı
marjinallik ve alışılagelmişlik bir arada olsun istiyordum bu yüzden ortak kararımız doğan çocugumuzun ismi
PİPİCAN olmuştu.
-
büyüdüğü zaman onun ismi ile karşısına çıkacak zorlukların tüm aile bireyleri farkındaydı ve onun isminin başına bir ünvan olarak BÜYÜK PİPİCAN koyduk ama ortada kalan tek pürüz...
-
çocugumuzun kulağına ismini kimin fısıldayacağıydı
-
bu sorunu çabuk çözdük sonuçta ben bir imamdım çocuğun kulağına ezanı okudum ve yüksek sesle 3 defa büyüüüüüüüük pipicannnnnnnn die bağırdım. o an küçüklüğümden beri hiç unutmadığım ....
-
ilginç bi anı canlandı gözlerimde...
sıcak bir yaz günü yegane dostum Abbas(çiçek)'la piknik yapmaya gidiyorduk
-
güzel bir piknik alanı bulmuştuk. ve bana o gün demişti ki artık çocuklara verilen her ismi nüfus müdürlüğü kabül etmiyor. Halen bu kural geçerli mi diye , Bir an önce kendimi Nufus müdürlüğüne attım ve yetkililer bu kuralın geçerli olduğunu söyledi. Araya kimi soktuysak Büyük Pipican ismi olmaz. Doğru düzgün isim bulun diye bide fırça yedik. Adamlar haklıydı sonunda ismi değiştirmeye karar verdim ve
-
bundan böyle daha düzgün ve nüfus memurunun da kabulde herhangi bir pürüz çıkarmadığı, AB uyum sürecinide sekteye uğratmayacak bir isim...
..."abuziddin"...
evet.. bu herkesin hoşuna gitmişti doğrusu, osnunda bu isim krizini aştıktan sonra sıra asıl mesleye gelmişti...
-
evet asıl mesele ben imam olmadan önce bir gemide maço olarak çalışıyordum bir güney afrika gezisi sırasında oradaki yerlilerden birisi bana kolye vermişti çok ilginç bir şekilde şu cümleleri söyledi ''abuziddini takova al tak sora tak mad al yo'' ve şimdi anlıyorum...
-
yani cemaati müslümün ''abuziddini takova al tak sora tak mad al yo'' türkçe meali;" al bu madalyayı tak boynuna sonra dua et Allaha " çok sonra farkettim meğer madalyanın sihirli güçleri vardı...
-
... ve bu madalya kötülerin eline geçmemeliydi
-
madolyonu hayattaki tek varisim ve benim canım kanım olan oğluma taktım .ama nereden bilebilirdim...
-
madolyonın inanılmaz güçleri vardı ve sadece iyilik adına kullanılmalıydı.. Ve madolyonu aldığım gün yerlinin söylediği çok esrarengiz bir cümle aklıma gelmişti. " madolyone Tirişka insane canavar mirişka ehemeyiti control yoksa var mafişe dünya " ( :)) ) yani türkçe meali " bu madolyonun peşinde olan bir çok kötü canavar insanlar var onların eline geçerse vay dünyanın haline diyordu.." şimdi anlamıştım ne demek istediğini , bu madolyonu koruma ve iyilik adına kullanma görevi ben ve oğluma verilmişti......
-
koruma görevi bizdeydi ama onu kötü amaçlı kullanmak iisteyenlerde gün geçtikçe ortaya çıkıyordu.Anladımki bu büyük madalyonu biz koruyamazdık.Bu yüzden bir gün rüyama aksakallı dedeler olurya ondan bi tanesi geldi ve dediki ' o madalyonu bir sanatçıya vermelisin . dedi bende hemen madalyonu bir sanatçıya vermeye gittim sonunda bir sanatçı gördüm adıda...
-
gördüğüm sanatçı evet bu özlem tekin di ama bu konuyu nasıl anlatsaydım acaba ve buldum dedimki...
-
(kendisi de kulis de hazırlanıyodu ama artık neyse...)
özlem hanım merhaba diyeek söze başladımve başımdan geçen tüm olayları sade bi dille özlem tekin'e anlattım...
bu sihirli tılsımın özlem tekin'i korumasını istiyordum madem bi sanatçıya verilmesi gerekiyordu bu şüphesiz özlem tekin olmalıydı diye iç geçirdim.özlem hanım kolyeyi almakta tereddütteydi ama olayın hiç bilinmeyen bi yanını daha acınca kolyeyi alma konusunda yumusadığını gözlemledim.
ney mi?
O'na anlattığım acıklanmamış sır ayet basitti:
-
bu kolyeyi takan her kimse olağan üstü güçlere sahip olyorlardu.ve bunu duyan özün gözleri faltaşı gibi açıldı ve dediki
-hang güçlere sahip olacağım dedi. bende dedimki............ ......
-
bu kolyeyi takmayı kabul edersen dünyanın en eşsiz güzellikleri ayaklarının altına serilecek,bastığın yerlerde yeşil çimenler bitecek,dokunduklarınsa altına dönüşecekler.İnsanlara sevgi aşılacaksın yani yalnız sana değil eğer istersen tüm insanlığa faydalı olabileceksiniz dedim.
verdiği cevaptan etkilendim:
-
Ama bu işin iyi tarafı , ya ben kötü düşüncelere hizmet için kullanrsam ne olcak dedi bi anda...!!!
utkum tutuldu ve napıcamı bilemedimmmm
-
heycandan bir kötümserin sözüne kanıp o kolyeyi ben taktım..kolyenin sahibi geldi bana tam nedeni soracaktı kiiiiiiiiiiiii..... ........
-
öylece kalakaldım ne söleyeceğimi bilemiyordum utanc ve sıkılganlık kapladı vucudumu ama ne olursa olsun gerçeği söylemeyliydim ve:
-
evt gerçeği söylemeliydim ama vaz geçtim adam üstüme doğru geldi elini kaldırdı ve...............
-
gülmsedi ve arkasındaki çocuğu göstererek dedi ki...
-
su cocugun masumiyetine bak...gözlerini ondan ayırlamadan bak..ve anlatmak istediklerini kendisine sor
-
çocukla yarım saat konuştuk meğer çocuk bir ara kolyeyi takmış ve bir hayvana dönüşmüş.aslında kolyeyi 41 kere kötülük için kullanılırsa hayvana dmüşüyormuş ve devam etti....
-
ama eğer 41 kötülük değil de tam aksine 41 iyilik yaparsan eğer ölen bir insanı hayata döndürmekle mükafatlandırılırsın dedi ve gözden kayboldu..
simdi n'apmalıydım,biraz düsündükten sonra
-
özleme geri döndüm ve çocuğun dediklerini söyledim.özlem gülerek dediki...........
-
baska işiniz yok mu kuzum sizin.lütfen bak yeni albüm hazırlıklarım varken bi de gözünüzü seviyim beni bu işlere alet etmeyin.hayranlarım benden albüm bekliyorlar.lütfen çalışmalarama dewam etmek istiyorum
-
dede vede demekki özlem olmadı diğer seçenek şebnem ferah dır dedim ve şebnemi buldum ve birde ona anlattım olayı gülümsedi ve şaşkın bakışlarla bana dediki
-
a benim deli kızııımm.. uyan artık uyan.. :dill (deli kızım uyan şarkısı çıkmış burdan)
başladı nasihat etmeye...
-
iki kıytırık gitara vurcaksın car car die üstüne süslü püslü alengirli bikaç aşkmeşk sözü söölücen sahnede bi cümle sen söölüosan üç cümle seyirciye sööleticeksin haa unutmadan arakanada hoş bi bayan alki arada o baarsın senin popon zorlanmaya başladıında baarırken..bide konserlerde bol bol çığlık at her şarkıda baar ne olsa bu türkiyedeki sözümona rock müzii dinleyenler bi poh sanırlar çığlık atanı..
ahanda işte bunları yaptınmıydı seni kraliçe ilan ederler..
dedi ...
-
muahahaa hehe ama nasıl olur, ben erkek'im..
geç bu kraliçe ayaklarını şeboo diye çıkıştım.. :ehmm:
-
bir bozuldu bir anlatamam yüzü şekilden şekile girdi vede bağırarak çıık dışarı dedi kolyede bendde kaldı acaba kime gitsem derken aklıma birisi geldi...
-
Ama önce birşeyler atıştırmam gerekiyordu..Çok acıkmıştım ve saat de geç oluyordu..Oğlum Pipican özlemiştir beni diyerek bu koşuşturmayı bi kenara bırakarak ilk otobüsle eve geldim.Karım:
-
bu kadar geç kalmasana bak oğlumuz piican ardından çok ağlayıp duryor,susturamıyorum...günün nasıl geçti..
-
ahhh çok kötü dedim.yine bu kolyeyi kimseye satamadım.allah alllah neden almıyorlar bu kolyeyi diyerek kolyeyi araştırmaya başladım gözümle.her eline alan kolyenin altına bakıyor ve hyr alamam diyordu.kolyenin altına baktım ve gerçe yüzü yüze kaldım allahım buda ne kolyenin altında MADE IN CHANIA yazıyordu...
-
Bu yazıyı gördükten sonra gözlerim fal taşı gibi açıldı.. Kolyede mi çin malı deyip kendi çapımda sitem etmeye başladım..o esnada yoldan geçen masum çinli, göz bebeklerimin içine bakarak " matarama su koma " dedi.. bende kolyenin bana vermiş olduğu kızgınlıkla çinliye " sana bi korum çin settini delersin dedim " uzak ve yakın doğunun tüm dövüş sanatlarını bir anda onun üzerinde denedim..sonuç itibariylen benim iki kolum, bir bacağım kırılmış bir vaziyette çinlini gazabına maruz kalmıştım..çinli sıfatıma pis pis bakarak sırıtıyor du..adeta mağlup olmuş bedenim dış dünyaya sitem ediyordu..birden bire kolye kırmızı bir renk almaya başladı..kolyenin gücü adına çok pis gaza geldim...ve o çinliye hak ettiği dayağı vermek üzere ilerlemiştim ki..aniden üzerime 5-10 kişi atladı..gözlerimi açtığımda çin mahallesinde olduğumu anladım..çinli veletler etrafımda kolyenin parçalarıyla oyun oynuyorlardı..kendime gelmiştim zaman sanki bir anda durmuştu.mazime baktığımda her şey çoktan rayına oturmuştu...ve o sırada çinli küçük veletlerden biri bacağımı ısırmaya başladı..ben tek ayağımı kaldırmış veleti silkelerken diğerleride,gaz gelip üzerime atladı..küçük ninjalar her tarafımı kemirmeye başladılar.. codar olmuş bir vaziyetteydim..sini r kat sayım tavana fırladı..bir anda şeker dolu kamyon tam karşımda devrildi..çinli veletler kamyonu görünce beni bırakıp kamyona saldırmaya başladılar...bunlar velet değil adeta içlerine canavar yerleşmiş yaratıklardı..her neysse kolye elimde kırılmış bir durumda arkama döndüğümde......
-
oda ne bir ışık üzerime doğru geliyordu.çok tırsmaya başladım ve nedense ışıktan uzaklaşmaya koşmaya başladım.bi arabanın arkasına saklandım.oh be kurtuldum dedim ki bir baktım ki ışık yanımda.ödüm patadı diyebilirim.ışığın içinden ak sakallı bir dede çıktı.anladım ki kolyeyle ilgili birşeyler söyleyecek.yanına gittim.oda ne bana sayısal kupon için sayılar söylüyor.bende ona .......
-
lan moruk geçen hafta verdiğin sayısal tutmadı..ben nedemiştim geçen hafta eğer tutmazsa elbet tekrar karşılşırız..şimdi ise yine çıktın karşıma..kuponu rulo yap ve artık neyaparsın orası sana kalmış..bir daha çıkma karşıma..sakallı dede filan dinlemem yolarım sakallarını..o sırada sakallı dede kunfu filmlerindeki yaşlı sakallı kunfu hocaları görünümünü alır...ve üzerimde bin bir çeşit kunfu taktiği uygularken..ordan bir ses..........kurtarın lan beni adam sakallarını boğazıma doladı, fantezi kuruyor... o sırada yoldan tesadüfen geçen bir araba dedeye çarpar...dede yalan olur..ve bende istikametim üzerinden ilerlerken........
-
oda ne bir kolyeci mağazasında bu kolyeden yüzlerce var.birden yanımda bi adam belirir vede derki işte nerdeyse işin sonuna geldik.bu kolyelerden biri aslında gerçek ve güçlü olan kolye.dedi ve kayboldu.ama oda ne kolyecide bir ....
-
karmaşa bir karmaşa..herkes bu kolyenin peşindeymiş meğer ..herkes kolyeyi ararken birden aklımdan "bu sakalına tükürdüğümünün dedesi demekki sadece bana gelmemiş milleti kandırıyo uyuz herif ben ona sorarım diye geçirdim " .devil. tam o sırada ayakkabımın bağının çözüldüğünü farketmemle eğildim ..birde ne göreyim: .woot. kolyelerden bazıları yere de düşmüş ..fakat aralarında bir tanesi etrafa ışık saçıyor resmen .. .woot. .woot. aldım elime kolyeyi ,çaktırmadan attım cebe..çıktım dükkandan..ama atmaz olaydım ..
yolda.. =ohbe=
-
iki nijja kaplumbağa.ama bu sefer ucuz atlattım.vede gerçek kolye beni bi yere ışınları oda ne ben neredeyim ...
-
gözlerimi açtığımda caddesin ortasından üzerime koşarak gelen bir veletül zeval (ıslah edilmemiş velet)..çocuk, kendini aşmış bir şekilde artık çocukluktan başka bir şeye dönüşmüş, koala imajını yansıtan bir karakter adeta.. 32 dişinden arta kalan 5 dişini çıkartarak(artık diğer 27 dişine ne olduğuysa..bir gece dedesiyle mi yatağa girdiği..dedesinin uyku esnasında çıkarttığı gaz sonucumu dişlerinin döküldüğü varsayımı diyelim), pardon abi..deyip..bacakla rıma şiddetli bir şekilde çarpar..akabinde,gösterdiğim tepki doğrultusunda(tepki derken, ayak bölgesinin sergilemiş olduğu performans diyelim)çocuk tırstı kaçtı ve o esnada yoldan geçen mavi gözlü, sarı saçlı bir hatun.. dilber bir anda tüm profili ile önümde durdu..insanın içini ürperten bir bakış neticesinde"pardon bayım saat kaç.." dedi...... 23.59.59 dedimm ve sonra...
ahanda değiştirilmiştir... :jarksaber: :jarksaber:
-
bayan: acaba yenzellanda ne tarafta , diye sorunca güzel oduğu kadaa aptal olduğunda anladım nede olsa sarışın :D sağ tarafta bacım diyerek başımdan savdım onu.fakat bayab arkasını dönerek dediki ........
-
..dönerek dediki(bak burası tam oturaklı olurdu herhalde)..kalın bir sesle, bana baksana bir..ayol,sen beni ne zannediyoursun..gel irsem saçını başını yolarım senin..terbiyesiz.. ukala..bulmuşsun sarışın, boydan en az topuklu dahil 1.85...kilom desen 65.....ordan bir ses, oop birader ne ayak gece gece, şöle konteynarda bir rahat uyku vermiyorsunuz adama..sarışından bir atak..ne adamı bee halis mulis orjinalim...konteyn ardaki adam...hadi len, kekleme milleti...çakma rus profiline yansımış..hıyar...sarışın, çıksana sen o delikten, haddini göstereyim...konteynarda ki adam, manyakmıyım la karşımda izbandut gibi biri..el maşallah benimkinin 2 katı...o sırada hikayenin ana karakteri...len karaktersiz, sıfatını saçını bir pisletirim..rengare nk olursun...cinsiyeti tam olarak ne olduğu meçhul sarışın, o esnada şekilden şekile girer..en son...gecenin karanlığına mezken tutmuş ayazın soğuyla kavrulan atmosferin oluşturtuğu meşakkatle...mutasyona uğrayan sarışın..devasa ebatlara bürünür..bunun ne olduğu hakkında bilgi sahibi olmayan, hikaye karakteri ve konteynarmen(adam)..soluğu...her hangi bir barda alırlar..ve bilinçsizce barmene doğru dönerek.......................(ne hikaye beeee kesin sonunuda ben getiririm:)
-
argo yine döktürmüşüz :D
soluksuzca barmene dönerek bana şurdan en büyük boyundan bi bira der
aklında sabaha kadariçmek ve içmek vardır
deli gibi sarhoş olmak vardı.yanına biri yaklaştı yanlızmısınız dedi.o evet şu kocaman dünyada tek başıma ve hep yanlızım dedi. size eşlik edebilirmiyim dedi uzun boylu hoş adam.
hiç itiraz etmeden olur dedi çünkü aklında sadece içim kafayı bulmak bu igrenç dünyaya rahat rahat sövmek vardı
sigara üzerine sigara içiyor biraların sayısınız düşünmeden bi tane daha istiyordu çalan şarkıya kaptırmış kendini eşlik ediyordu hemde bi yandan ağlıyordu.hiç bi yere gitmeden öylece saatlerce odaklanmıştı bi ışık gölgesine zaten gitmekte istemiyordu
çünkü her gittigi yer sadece yanlızlıgı hatırlatıyordu ona
sonra elindeki biraya sarılıp dünyaya sövüyordu yanındaki yeni gelen arkadaşı ona....
-
one kızz bizim karakterin cinsiyeti değişti birden..:) neyse..
..ona(konteynarman meğer, rakip bar elemanı..boş zamanlarında,iz bulucuk yapıyor..:)..canavarı atlattık, asıl kimliğimi açıklıyorum der..ve başlar....ben 2 sokak arkadaki bardan geliyorum..sizi takip ettim ve etmemin belirli amaçları var tabiki maruzatımı hor görmezseniz, size bir kaç soru yönelteceğim..o sırada evrim geçiren karakter, tabi diyerek, yalnızlığını sonsuz bir boşluğa sürgün etmiş bir vaziyette, kendi kederine mahkum olmuş bir irade de sükünetini koruyarak, dinleme moduna geçiş yapar..tabiki yanına gelen uzun boylu hoş adam(bana andırsada ben değilim.:), en can alıcı noktayı yakalar ve..pardon bayan diyerek(kaba tabirle ayyaşş:) geçen gece bizim barda sabaha kadar, bira, rakı, vodka, götürdün..mezesi extradan..herneyse bir aradan kafa pilot bir vaziyette, tuvalete doğru gittin..ve birden ortalıktan kayboldun, en sonunda izini bugün tespit edebildim..ve hesabınız epey bir kabarık miktarda patronumun sıfatına yansıdı...hikaye karakteri"nolmuş yani"..der..tabi uzun boylu, kavruk tenli hoş adam...cevapsız kalırmı(o sırada idolü argodan ilham alır:)..senin saçından tutup kafanı, bira bıçısına sokacağım..sonrada, üzerine benzin döküp..son sigaramın izmaritini atacağımm..sende yanacaksın..der....:)...hikaye karakteri"ay bana bişiler oluyor.." der.. arazi moduna geçer..azami hız limiti saatte bir çitanınkine tekabül eden bu karakterimizin..boşluktaki fırsatı değerlendirerek...konum itibari ile bulunduğu barın çıkış kapısının önünde alır..soluğu...ve o esnada sarışın devasa büyüklükteki eşgali meçhul varlık önünde belirir....ve sonra.............. ...
-
kolyeyi eşgali meçhul varlığa verir. eşgali meçhul varlık kolye için sevinirken oluşan gürültüden rahatsız olan karşı kahvehanedeki eli sopalı on kişi gelir neler olucağını anlayan BÜYÜK PİPİCANIN babası kolyemi çaldı diğerek eşgali meçhul varlığın işini onlara hallettiremiş olur ve şimdi kolye elinde neyapıcağını bilmeksizin sokağın ortasındadır sonra...
-
....birden bire heryer beyaz oluverir,sonra siyah ve diğer renkler :D gözünü açtığında büyük yapraklı ağaçlar,binbir türlü ağaç ve otlar ve değişik böceklerin arasında buluverir kendisini.ne yapacağını bilmeksizin nerde olduğunu anlamaya çalışır fakat tek bildiği şey pantolonunun cebinde bir not olmasıydı.notu aldı açtı ve neye uğradığını şaşırdı.çünkü g.afrikanın tam ortasındaydı.buradan çıkabilmesi için en batıya gidip sihirli maharadan anahtari alıp sonra en doğuya gidip o anahtarla büyük sandığı açmalıdır.sonrada sandıktan çıkan haritayla mavi kapıyı mulmalıydı.evet çokkk karmaşık olmasına rağmen bunun bir kısayolu vardı.aynı zamanda ona bir koli kitapta verilmişti kitapları okuyup kitabın kahramanlarını canlandıra bilirdi.ama bu güç onun için çok kötü olmuştu çünkü kitapların hepsi STEPHEN KING e aitti.bir kitap aldı ve kitabın ismi HAYVAN MEZARLARIydı okudu okudu ve sonunda.......
çok uzun ve izlediğim filmin etkisinde olarak yazmış olduğumu belirtmek isterim :D
-
kitabın korsan olduğunu farketti :D :D kitap korsan olduğu için çok sinirlendi ve sinirli bir şekilde düşünürken birden aklına...
-
diğer kitaplara bakması gerektiği geldi.ama oda ne yine kitabın yazarı STEPHEN KING.ama başka bi kitabı KARANLIK ÖYKÜLER.ilk sayfaya baktı hikayenin adı SİYAH GİYSİLİ ADAMdı.hikaye canavar olan adamı anlatıyodu ki şıpbadanak siyah giysili adam belirdi ne yapacağını bilemedi ve........
-
artık yapabilecek birşeyi yoktu bu siyah giysili adamdan onu kurtara bilecek siteye takılan iyi bir insanın kaderini baştan yazmasını beklemeye koyuldu biliyordu birgün gelicekti kendisini şamar oğlanına çevirenlerden kurtulacaktı bekledi bekledi bekledi ve...
-
siyah giyenler adında bir kuruluşun farkına vardı.. .ninca. .ninca. ta ki gecenin atmosferine yansıyan ay ışığının, buğulu gölgesinde yüzerek aştığı aydınlığının içinde kaybolmama gayesiyle.. .hı. .hı. kaçmak için çabaladığı kabusları bir anda yansıdı bedenine.. .huh. .huh. korku tüm meşakkati ile sardı etrafını.. .m ve o sırada gökyüzü rengini siyaha boyadı.. .woot. .woot. yağmurla gelen fırtınanın zalimce gürültüsüne maruz kaldı ruhu.. .music. .music. titredi.. :cry2: soğuk bakan gözleri ile son bir defa düşlerine baktı.. :mm: :mm: ve herşey olduğundan daha başka bir şekile büründü.. .ressam. artık kendi benliği içinde, kederinin mahkumu oldu.. .devil. çıkamaz oldu.. :weirdface: haykıramaz oldu.. :höö: batıyor artık derin bir uçurumun dibine.. böhü noluyor laa.. :v :v neyse hikaye karakteri mistik bir gücün himayesi altına girdi.. :höö: giriş o biçim direk balıklama daldı adeta.. .woot. sonra, girmiş olduğu bu gücün esiri oldu hı: karakter şeklini forumun ikonlarından aldı :ö: o artık yenilmez bir gücün kendisi idi :jarksaber: etrafatakilere adeta ateş kusuyordu :v sonra, maziye dönerek.. bir anda kendini bali adalarında, tiner çekerken buldu.. .cool. .cool.yok, aslında hadise böyle değildi..ıssız bir adaya düştüğünü zanneden karakterimiz, yanına aldığı 2 sarışın bir esmerle birlikte mutlu olacaktı ki.. .love. :sc: .v. bir sorun meydana çıktı cinsiyet problemi.. hı: hı:bunlar aslında erkekti karakter de buna şaşırdı.. .woot..devil. hikayeyi yazan adam da var bir ibnelik.. a.n. :happy: .hıh..cool. neyse karakterin morelini bozmamak için hikaye yazarı kıyak yaparak Carmen Electra ve Catrine Zeta Jones'u hikayesine dahil etti.. :p :p ve karakterimiz bali adalarında hayatını bu şekilde geçirirken........
-
Carmen ve Catrine tek gelmemişlerdi :höö: yanlarında kas yığını 10 adet korumalarınıda eksik etmemişlerdii...Hiç onları hayal etmemişti halbuki :nanik: eskiden başına gelen anormal şeyleri unutmak için geldiği tatil aslında ona tam bir kabus olmuştuu..çünkü bu adamlar kahramanımıza asılmaya başlamışlardı hahaha hahaha kas yığınlarından biri gelip kahramanımıza şöyle dedi...
-
-Beyfendi pul koleksiyonumu görmek istermisiniz? hahaha
-Eeeeeee...Şey...Iııı..Hmmm.. :cry2: teşekkürler pula alerjim var hahaha
Adam ısrar ederek...
-
-başka koleksyonlarımda var sen bi gel
derken içinden bi ses kaç olm yoksa kötü şeyler olucak der
kaçmakla kalmak arasında kararsız kalmışken...
-
Adam birden çaresizce gözlerini kapar ve geçmişinde ki o güzel ve sakin tatillerini hatırlar hepside eğlenceli ve bol kahkalıydı...Bir an için orda olmak tek istediği şeydi.Karşısındaki kas yığını bile kahramanımızın bu hayallerini engellememişti...
Sonra birden gözünü açtı...kapadı..açtı..ilginç???Evet çok ilginç?Rütada olmalıydı çünkü daha 5 dakika önce o iğrenç adamın yanındaydı fakat şuan...
-
mavi deniz, kum, güneş ve kızlar nolduda böyle bir yere geldi. Rüzgarla kulağına gelen harika bi müzik
- deli gibi doldu taştı aşkın üstüme...
kendini müziğin etkisine bıraktı ve sesin geldiği yöne doğru yürüdü yürüdü yürüdü...
-
karakterimiz, sessizce yaklaşan karanlığın bulanıklığına kapıldı, yağmurla gelen düşler ruhunu ıslattı ve muamma sesin akıbeti değişti..rüya, kabuslarla süslenen hayallere büründü..Hadise içler acısı bir şekilde karakterimize yansıdı..dehşet kokan düşler kanlarla boyandı..korku, tüm meşakkati ile sardı atmosferi..ve bir gün geçti durmadan, zaman kayboldu, beden yıprandı..karakterimiz yarı baygın bir şekilde, adanın etrafında kendi iradesini ararken..hayalle karışık serap görmeye başladı, gözleri yavaş yavaş kapandı gökyüzüne...ve sonra....şiddetli bir darbe neticesinde isyan eden göz kapaklarını açarak, etrafına tam kin kusacakken arka fonda bob marley çalan bir şarkı ile uyandı..gözlerinin retinasından yansıyan görüntü beynini karıştırdı, bedeni affalladı..karakterimiz, len ruhu ibne diye telaffuz etti karşısındakine..nefesinden dökülen karakterler çizdi nefretini...karşısındaki dumur olmuştu, elindeki viski şisesi açık bir vaziyette hafiften titremişti.. karakterimiz bu görüntü sonrası içi gitmişti..o esnada oluşabilecek en küçük bir hata şişenin kırılmasına sebep olabilirdi..ve eniden kendine gelen karakterimiz karşısındakine bakarak..
-
-Al !
-Bu da ne :höö: ?
-Bu artık seni huzura kavuşturacak hayatının şifresi .woot. .
-İyi ama nasıl olacak bu :mm: ?
-Sadece beni dinle :ö: .AL bu kağıdı ve ilk uçakla İstanbul'a git.Orada neler olacağını zamanla anlayacaksın.
Der ve eski püskü kağıdı kahramanımızın eline tutuşturur.Kahramanımız apar topar ilk uçakla İstanbula gider.Uçaktan inince şok geçir...Buda ne karşısındakii yoksaa gerçekten karşısındakiii...Gözlerini açtı kapadı ve bir daha baktı evet kesin bu ÖZLEM TEKİN'di...Hemen yanına gitti ve şöyle dedi ;
-
-Al !
-Bu da ne :höö: ?
-Bu artık seni huzura kavuşturacak hayatının şifresi .woot. .
-İyi ama nasıl olacak bu :mm: ?
-Sadece beni dinle :ö: .AL bu kağıdı ve ilk uçakla İstanbul'a git.Orada neler olacağını zamanla anlayacaksın.
Der ve eski püskü kağıdı kahramanımızın eline tutuşturur.Kahramanımız apar topar ilk uçakla İstanbula gider.Uçaktan inince şok geçir...Buda ne karşısındakii yoksaa gerçekten karşısındakiii...Gözlerini açtı kapadı ve bir daha baktı evet kesin bu ÖZLEM TEKİN'di...Hemen yanına gitti ve şöyle dedi ;
"Albüm ne zaman çıkacak,plak şirketi hangisi,ben sormadan sen herşeyi bana anlat Özlem" dedi.
Sonra,Özlem,şu yanıtı verdi:
-...
-
Bunun devamını PyRoX getirsin hahaha
-
bencede :)
-
albüm çıkar ancak konserler başlamamıştir.özleme olan hasret yeni şarkıları duydukça artmaktadır.
-
"Albüm ne zaman çıkacak,plak şirketi hangisi,ben sormadan sen herşeyi bana anlat Özlem" dedi.
Sonra,Özlem,şu yanıtı verdi:
-...
Artık devamını getirebiliriz..
-Ohooo abicim albüm çıktı der Özlem Tekin
Buna şaşıran kahraman (artık ona züpermen demek istiyorum)
Buna şaşıran züpermen;
-Ooo hayırlı olsun Özlem aplacığım,ama hiçç haberimiz olamadı der.
-O zaman röportajlarda albümü bir köşede döndürmeye devam edeyim der Özlem
Bu küçük konuşmanın ardından züpermen abi oğlu için albümü İMZALATIR ve yoluna devam ederken karşısına bir kadın daha çıkar.
Bu kadın 40-45 yaşlarında,hafif kilolu,çirkin bişeydir.
O da ne bu...bu...Bu sürekli Özlem'le kıyaslanan kadın değil miiiydi ?
Kadın:
-
- merhaba, ''benim adım Orhan'' aman Orman diye bir albümüm çıktı gördün mü? al bir tane hediyem olsun.
kahramanımız, albümü incelemeye başlar ama albüm resmindeki kadın ile albümü hediye eden kadın birbirine benzememektedir. ve;
- hadi leen, beni mi yiyosun diye cevap verir.
kısa bir sessizlikten sonra, orman abla nedensiz çığlık atmaya başlar. 1-2 tane çığlıktan sonra, kahramanımızın etkilenmediği gören abla, her zaman yanında ACE taşıyan Ayşe teyze misali, çantasından 1 adet mixer 1 adet te vokalist çıkarır. (bu kısım fantastiğe kaçtı)
-Hazırmıyız. Ver ekoyu.. Hadi ceren'cim... son ki üç...
''Benim adım ormaan ormaann ormannn'' ilk orman'ı kendisi, 2. orman eko 3. orman da vokalist tarafından başarıyla okunduktan sonra, işini yapmanın verdiği gururla kahramana döner, gördüğün gibi o benim... şimdi sen söyle. beğenmedin mi?
Kahramanımız;
- Tamam da ne baarıyon kardeşim der. Manyak mıdır nedir :S
Orman Abla;
- Ben şarkımı söylerkeen istersen sesi açarsın, istersen arkana bakmadan kaçarsın...
Bunun üzereine kahramanımız:
...
-
kahramanımız herkesin yaptığı gibi arkasına bakmadan kaçmaya başladı.Kaçtı.Kaçtı.Ve yine kaçtı. Kaçarken aklında 'acaba özlem ablanın albümüne nasil ulaşırım 'derken bir cin cıkagelir.Cin kahramana Özlem ve albümü kötü,şişman,çirkin bir kadın tarafından piyisadan sonsuza dek silinmek için bi şatoya kapattırıldı. kahramanımız bu kötü,şişman,çirkin kadının kim olduğunu çok iyi biliyordu.
Ama elinden ne gelebilirdi ki....
-
Elinden gelen tabiki daha yeni kaçtığı yönün tam tersine kaçmak olacaktı.
Koştu...koştuu ve sonunda Orman Ablayı gördü ve şöyle dedi:
....
-
'Bana bak Orman abla özlem ablayı şatoya kapatsanda,albümlerini toplatsanda özlem ablaya bi'şey olmaz tamam mı ' der. Ve...
-
Abla senin anadır der Orman Abla.
Ben daha 30 yaşındayım ve Özlem diye birisinide tanımıyorum diyerek salağa yatar.
Yalan söylemenin manası yok der kahramanımız.
Bunun üzerine 155'i arar.
Polisler apar topar olay yerinden uzaklaştırır Orman Teyzemizi.
Fakat Orman Nine'nin cebinden bir anahtar düşer
-
kahretsin! bu başlıgı görmemeliydim :p
polisler nineyi huzur evine bırakırlar, nine orda 78 yıl daha yaşayıp geberip gider.. hı:
düşürdügü anahtarı ise mal mal dolaşan dingilin biri bulur,angut gibi bakar önce anahtara ve neyi açabilecegi hakkında düşünmeye başlar.. düşünerek yürürken ikisini aynı anda pekte beceremedigini farkedip yol kenarındaki bi banka oturup sadece düşünme eylemini gerçekleştirmeye başlar dingil..bu esnada önünden geçmekte olan başka bir denyo elemanın düşünceli durumundan kendi kendine kıllanır,dayanamaz sorar şş ne iş? dingil başını kaldırıp denyoya bakar , sanane lan!...ve işte böyle başlar iki lavugun birbirini deşmesi, baya bi deşişme sonucu iki kertenkele hastanelik olurlar,üç beş gün derken iki ay kadar aynı odada yatarlar. ve samimiyeti iyice arttırırlar, birlikte taburcu olurlar,,
ertesi gün bir araya gelip tanışmalarına ve deşişmelerine neden olan anahtar aklına gelir denyonun...(lan bu hikayeyi anahtara kim bağladı ya ahahahha ) neyse.. denyo der ver bakalım anahtarı dingil der kaybettim..iyi poh yedin cevabını aldıktan sonra dingil salla ya anahtarı der..ve anahtar olayı kapanmış olur...
d & d :p
to be continued...
-
Anahtarı inceler kahramanımız.
Bakar,bakar,bakar :mm:.Hiç bi sonuç çıkaramaz. :happy:
Sonra gözlüğünü takar :b: ve öyle bir kere daha bakar ve anahtardaki gizli şifreyi çözer. .ninca.
Anahtar şatonundur .woot.
-Peh...hala şatomu var uleyn derken birden önünde Orman Nine belirir ve başlar sövmeye :v
Son olarakta onu lanet(!)lediğini ve bu günden sonra hiç bi işinin düzgün gitmeyeceğini söyler ve ışık kaybolur.
Kahraman lanetlenmenin verdiği ağır yükü taşıyamıyacağını anlar ve anahtarı atmaya karar verir.
O da ne çöp kutusunda duran şey.... .cool.
-
Bundan 3-4 ay öncesi zamana dönüş yolculuğu yaptı hemen:
Bir akşamüstü evinin altındaki sokaktan geçerken konteyner'ın içinde poşete sarılmış kesik ve tüylü bir şeftali duruyordu.Ama yanındaki sipsiydi onun ilgisini çeken...
Şu an:
Aklından bu düşünceler geçerken,gördüğü şeyde tarifsiz birşeyler vardı,sanki bir yanı eksikti ya da hiç doldurulmamaış koca bir boşluktu.
Gördüğü şey:Ormanda gördüğü,kelimeler yettiğince kısa cümleler kuran kadının bombasının pimi..
Peki ya şimdi ne mi yapmalıydı?
İzliyoruz
-
Hayır hayır bu bir bomba pimi olamazdı.
Bu direk Orman Ablanın ta kendisiydi.
-Naber yakışıklı? dedi kısaca
-İyi abla senden naber? Uzun zamandır görüşmüyoruz dedi bizimki.
-Evet dedi Orman Abla kısaca.
Sonra çöplerin içinden iri düğmeli,fermuarı yarı açık siyah bir çanta çıkardı.
Çantanın içinden bir muz kabuğu çıktı.
Onu attı neden olsa çöp kutusunun içinde kendini fantastik gösterme çabaları içindeydi.
Sonra bir Cd çıkardı.
-Al,bunda....
-
...yeni parçalarım mevcut.Hiç kimseye dinletme,bu defa ortamı yıkıcaz,çok pis geliyoruz,brutale başladım,hadi hayırlısı bakalım.Japonya'dan çağırıyorlar,beni orda çok dinliyorlarmış,Geyşa 2 filminde oynamam için teklif verildi,sıcak bakıyorum aslında,film,dizi,herşeyi yapacam bundan sonra şekerim..
-Abla,bu ne hırs,Hayrola,senin bu kadar hırslanmanın,söyle bana,kimse bilmez?
-
-Şu bi kadın var ya hani adını ağzıma almak istemiyorum.O müthiş bi albüm yapmış laf aramızda.Ona inat bu kadar hırslandım dedi Orman Teyzem
-Ö...
-Hayır adını anma dedi Orman Abla.
-ÖZLEM TEKİİİİİNNN
-Sarımsak görmüş vampir gibi kaybolu verdi Orman Teyze.
Etrafta öbek öbek toz bulutları oluştu ve arka fonda Bana Bi'şey Olmaz çalmaya başladı :)
Daha sonra elinde 45 yaşlarında olmasına rağmen photoshop ile bi 20 lik genç kız edasıyla duran bir kadının resmi olan albüm vardı.
-Ahaha bu Orman Abla'ya benziyo dedi bizimki.
Albümü dinlemek için evine kapandı ve ilk şarkı SENİ SEVİYORUM BEBEĞİM'di.Alışılmış bi Orman Abla şarkısı yani :)
.....
Dün seni kumsalda gördüm bebeğim
Aşık oldum sana,bunu gizledim
Gözlerin içimi yakıyor
Söndür beni bebeğim....(derin derin çığlıklar...arada kusuyo sanırım ?) :mm:
İlk şarkıyı geçti ve sonra bir video çıktı karşısına.
İsmail Yk ile düetlerine çektikleri klipte gizli bi şifre vardı.
-
Meğer bizim küçük ormancık,daa piyasada pek bilinmezken,YEKA abimizin almanyadaki back vokalistiymiş.CDnin içinde o görüntüler çıkınca odadaki herkes şok (arkadaşları vardı o gün evde) lara girmiş tabi..
Herkes,köpek sürüsü gibi lavaboya koşmuşlar,ortaya çok iğrenç bir tablo çıkmış ve tam o sırada Bahar Ormanı'ndan gelen mis gibi kokular içinde çöp kokulu ormancık belirivermiş..
-Bakın gençler,herşeyi açıklayabilirim,ben o yılla....
Oradan birisi:
-Yıllardır ormanda yaşıyorurum ve şimdi utanıyorum ve şimdi bana bişey olmayacak bir yer aramaya gidiyorum
Ormancık:
-Hata yapıyorsun hey sen ne dediğinin farkına var,yoksa topuklarına sıktırtırım,gercek yüzümü görtermemi iztemezsen eğer,şimdi hepiniz bu odadan dışarıya çıkmıyacaksınız.
Çünkü;I wanna the play game (brutal bir biçimde seslendirdi bunu)
O sırada,çocuklardan birisinin babaannesi çıkageldi ve:
-
Babaanne:
-De ged başka yerde oyna gavurun tohumu hahaha der.
-
Bunun üzerine çığlıklar atarak kaçar gider Orman Ablamız.
Fakat bizim oğlanın elinde artık silah niteliğinde bi ALBÜM vardır.
Orman Ablanın YEKA abiyle düeti olan o ALBÜÜÜM.
Bunu eğer herkese duyurabilirse belkide...
Hırsını bu albümü tüm Ormankolik lere dinleterek almak ister ve albümü WWW.KAÇTIYAKALA.COM'a verir.
Bu albüm ilk günden 15.000 kişi tarafından alınmak ister ve teklif gelir.
(Eee zaten bu albümler satmıyo mu ?)
Kötülük yapmak isteyen bizim oğlan tam tersi Orman Ablaya destek olmuş oldu.
Bu albümüde beğenen odunkolikler,yine Orman Ablaya tam destek verdiler.
İşleri yine eskisi gibi kıyak olan Orman Abla,Bi Biskrem Versem Beni Dinler misin ? festivali aracılığıyla tüm Türkiye'ti gezer.
bizim oğlan yine hayata küser ve diyar diyar dolaşır.
Ormanın en kötü yerlerinden bi yerde kendine barınak kurar ve orda yaşamaya başlar.
Oda ne!!!
Karşısına Acun Kıllıca çıkar ve derki;
-Hey dostum biz burda Sürvivor'a Var Mısın Yok Musun programını çekiyoruz ve sen gelmiş burda barınak kuruyosun!!!
-Allahın ormanı be nereye istersem kurarım barınağı. der bizim artizz oğlan
Ve gözlerini topuğu sakat olarak bi hastanede açar....
-
İşte,"topuksuz" lâkabı bu olaydan sonra üzerine yapışıp kalmıştır.Aradan iki ay geçtikten sonra taburcu olacaktır.Topuksuzun aklında bir melodi;"sen gelmeden olamam ben taburcu..nananana.."
Doktor sorar:"Kim gelmeden..?"
Bizimkinin dudaklarından yalnızca iki kelime kendini gösterir;...
-
Mu-mu-muam-merr Kad-kadd-daafi!!
Sonra kendini toparladı ve Kaddafi dedi.
Onu ancak bizim Kado kurtarırdı.
Doktor hayretler içinde dona kalmıştı çünkü bizimki ne isterse oluyordu ve kapı açılmıştı bile...
-
gördükleri karsısında gözlerine inanamayan dr
ne yapacağını bilemez halde tlf sarıldı karsısındaki sesle birlikte.....
-
birden irkilip donakaldı ne yapacağını bilemeden öylece düşünüyordu bir kaç dakika sessiz bir beklemenin ardından aniden bıçağa sarıldı çünkü o akşam kaddafiyi öldürecekti eeee ayağına gelmiş gırsat kaçar mı .Şimdi diyeceksiniz e adam doktor işi hayat kurtarmak aslında dr değil:) ne garip o dr kılığına girmiş bir suikastçi neyse daha sonra dr :) elindeki bıçakla
- işte artık youn sonuna geldik kaddaaaafi diyerek gevreeeekkk bir kahkaha ile yettiği gibi bıçak kaddafinin kalbine saplayıverir oracıkta soğuk bedeni yere yığılır son cümlesi
-yanlış adamı ölüüüüürrrrrrrdüüüünnnn geriiizekaaaalllııııı beyinsiiizzzz beniii değğiiiillll arkamdakini vuracaktııınnn der ve sahne biterrr
.lol.
-
öldürdüğü yanlış adamın gözlerine baktığında hırsla kinle davrandığı o an gelmişti gözlerinin öününe sonra birden adamın son lafları geldi aklına birden arkasına döndü ve camdan bakti sokakda oynıyan çoçukların kamyonlardan çaldığı kavunları nasıl paylaştıklarını gördü ve birden aklına yanlışla öldürdüğü adamın bir ailesi oldugu fikri aklina geldi bir dalgınlık içine düşmüştü sankı
-ama birden bir ses duymuştu birden kapıya doğru baktı ama geç fark etmişti asıl öldüreceği adam hızlıca kaçmıştı sokağa iniyordu çoçukların içine ya sonra işini halletcekti yada tabancasıla sokakda vuracaktı çoçukların gözlerinin önünde
-
Asıl öldüreceği adam çoktan kaçıp gitmişti.. Karakterimiz tabancasını usulca kapının eşiğine bıraktı sokağa çıktı.. O esnada sokakta oynayan bebelerden biri karakterimize "dayı opp ateşle bir cigara keyfimiz yerine gelsin" der.. Karakterimiz aldırış etmeden yoluna devam ederken birden kavun yüklü kamyon hızını alamayıp karakterimize çarpar.. Kamyonun çarpmasıyla karakterimiz saniyeler içerisinde hakkın rahmetine kavuşur.. The End Bu hikayeyi de bitirmek bana nasipmiş.. :D