Gönderen Konu: deneme yazıları paylaşma ortamı  (Okunma sayısı 38102 defa)

Ynt: deneme yazıları paylaşma ortamı
« Yanıtla #195 : 10 Mayıs 2011 - 17:35:53 »

Çevrimdışı emredogan

  • Gold Üye
  • *****
  • İleti: 4520
  • Uçamayanlardan..
Karanlık her zaman olduğu gibi bitmedi,
Aydınlanmadı önü,ardı.
Ayrılık hep unutulur denirdi,
Ağır geldi bu sefer acısı.
İğneyi bana değil kendine batırdı,
Bağırdı çıkıncaya kadar avazı.
Sustu ve beni dinlemedi gözleri,
Yaptığı sadece beni ve yaptıklarımı suçlamaktı.
Sonra karanlık hala aynıydı.
Aydınlanmadı önü,arkası.
Aydınlanmadı ileriye bakan düşlerim,
Kapamdım içime kapattım kendimi herkese.
Bu sefer ben sustum.
Aynılarını söylemesin diye sustum.
Yine incitmesin diye sustum ve sustum.
Ve hala susuyorum.
Hala kapatıyorum kendimi.
Ve hala susuyorum.
Susuyorum...
devamı...

Susuyorum,
Ama erdemlikten değil.
Susuyorum,
Korktuğumdan falan da değil.
Susuyorum çünkü,
Susunca sadece bakıyor gözlerin gözlerime.
Usulca üflüyor ismimi bedenime.
Alıyor bendeki beni benden,
Alıyor geçmişte bıraktığım anlıları,
Alıyor ve üflüyor ismimi bedenime yine.
Gülüyor dudakların susunca.
Susuyorum işte bundan.

Ve gözlerin benden uzaklaşıyor,
Alıyor tüm güzellikler üzerimden,
Usulca siniyor karamsarlık bedenime.
Uyuşuyorum,uyuşuyorum ve duyamıyorum başkasını,
Kötü oluyorum çünkü,senden başkasını göremiyorum çünkü.

Artık konuşuyorum.
Ve artık sen susyorsun.
Artık dinleyen sensin ve ben,
Pislikleri dillendiyor,canlandırıyorum.
Ben seni değil kendimi anlatıyorum.
Ve sen hala susuyorsun,
Konuşmak beni mutlu etmese bile.
Konuşuyorum,konuşuyorum ve,
Ateşteki kırmızı seni alıyor,
Gözyaşlarındı senden kalan bende ve bedenimde...

Özlem Tekin

Ynt: deneme yazıları paylaşma ortamı
« Yanıtla #195 : 10 Mayıs 2011 - 17:35:53 »

Ynt: deneme yazıları paylaşma ortamı
« Yanıtla #196 : 24 Mayıs 2011 - 23:44:17 »

Çevrimdışı emredogan

  • Gold Üye
  • *****
  • İleti: 4520
  • Uçamayanlardan..
...Uzaktaki acı ve keskin kahve kokusu burnuma değerken,güneşin kızıllığı akşamın güzelliğiyle gözlerimi silmiyordu.Hayır böyle bişey olmadı.Yine çok normal bir gece veya akşam diyeyim size.Aynı insanlar,aynı surat ifadeleri,aynı yapmacık tavırlar ve aynı saçmalıklar.Hala kendimizi kandırıyoruz.
 Sanki hakkında doğru şeyleri söyleyince kötü olacakmışız gibi hala saklıyoruz gerçekleri içimizde.Ve bir zaman sonra o gerçek,artık gerçek değilde sakladığımız şeye dönüşüyor ve bizler yine kandırıyoruz kendimizi.
 Kıskanıyoruz başkalarının mutluluklarını,oları görünce kızıllaşıyor içimizdeki öfke ama belli etmiyoruz tabii.Çok mutlu görünüyoruz.Beyaz değil kahverengi veya siyah yalanlar söylüyoruz gözlerinin içine baka baka.Diyemiyoruz gerçekleri.Dilimizin varmadığından da değil.Yüreğimizin yetmediğinden.
 Bazen de söylenemeyecek gerçekleri içimizde tutuyoruz.Çünkü onlar ayıpmış.Bunları söylersek kötü olurmuşuz.Bize böyle söylediler.
 Kim bilir belkide öyledir.Biz içimizdekileri kusarsak belki çirkin,kötü,egoist veya utanmaz olmuş oluruz.Gerçekleri söyleyen temiz bir yüz değilde karanlık ve pis bir maske takmış oluruz belki de.
 Ama onlar değil midir maske takıp,iyilik meleği rolünü oynayan ve kahvelerini içip,akşamın güzelliğini balkonlarında izlerken keyif yapanlar?
 Evet evet onlar.Ben gördüm bugün.

Ynt: deneme yazıları paylaşma ortamı
« Yanıtla #197 : 11 Haziran 2011 - 22:46:03 »

Çevrimdışı SeRoX.v2

  • Bizden Biri
  • *****
  • İleti: 1654
  • Cinsiyet: Bay
  • I'm Right While I'm Wrong
Eski kelimelerle uğraşıyorum,
Nasıl olsa anlamları dışında kullanıyorum.
Bazen yara alırlar,
Bazen ölürler,
Bazen de bana küserlerdi.
Şimdi korkutucu bir şekilde,
Hiç de onaylanmaz biçimde,
Noktalarımdan kaçıyorlar.
Ne bir özne,
Ne bir yüklem,
Boş bir sayfada,
Yığınlarca dağılmış harfler,
Kavuşturamıyorum,
Kendimi affettiremiyorum.



Ynt: deneme yazıları paylaşma ortamı
« Yanıtla #198 : 13 Haziran 2011 - 00:52:17 »

ARGo_

  • Ziyaretçi
Bir milletin gelişmesi, güçlenmesi ancak cehaletten arınarak gerçekleşebilir.. Neye inandığını bilmeyen insanların oluşturduğu toplum her daim çökmeye mahkumdur.. Bu dünya da din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı yapılmaksızın 2 çeşit insan vardır.. Birincisi zeki insandır ikincisi ise aptal insandır.. Ve bu aptal insanlar her ülkede mevcuttur.. Bu aptal insanların çoğunlu olan ülkelerde yozlaşmak kaçınılmazdır.. Bir kader döngüsünde yaşarlar.. Gerçek dünyada olan biteni aldırmazlar diğer dünyada mükafatla karşılanacaklarını zannederler.. Ve bunlar kendi çıkarlarını düşünen zeki insanlar tarafından sürülürler..  Doğru ve yanlışı ayıramayacak kadar salak olan bu insanlar çobanlarının her dediğine inanırlar....Ve bu çobanlarını yöneten Ağaların varlığını fark edemezler.. Bu insanlar, kafa tasları içinde barındırdıkları organı kullanamazlar.. Onlar için beyin apandist gibi ilkel bir organdır.. Gerektiğinde amelyatlada alınabilir.. Yerine daha değişik organlar konulabilir.. Değişen bir şey olmaz.. Öylede yaşarlar.. Gördükleri ilizyona aldanırlar.. Başlarındaki çobanın birgün onları keseceklerini düşünemezler.. Bu insaların yaşama amaçları meçhuldür.. Ne için yaşadıklarını bilemezler.. Bu insanlar cahilliğin eseridir.. Muazzam sanat eseridir.. Beyinsiz yaşayabilen insanlardır.. Artık nasıl yaşabiliyorsalar....... Saçma fikirler doğrultusunda hareket ederler bu insanlar.. Bu salak insanlar yaşam kavramını bilmezler.. Dünyada ne için var olduklarını hiç bilmezler.. Birilerinin onları kontrol etmesiyle dünyada yaşamlarını sürdürürler.. Bakış açıları kısıtlıdır... Belirli bir alan dışına bakamazlar beyinleri hasar görür.. Kısa devre olur yanar... Ölürler.... Bu salak insanların doğumundan ölümüne kadar yaşama evreleri sokakta gördüğümüz hayvanlardan farksızdır.. Doğarlar her canlı gibi beslenmeye ihtiyaçları vardır.. Birileri besler; büyütür.. Büyümeye yakın başka birileri gelir ufacık beyinlerine bişeyleri aşılar....Ve ona inanırlar çünkü o kadar acizler ki başka bir şeyi irdeleme kapasiteleri yoktur....Yalnızca bir ülkede yönetildiklerini zannederler.. Ama başka ülkelerde fırsat bilir bu kadar çok sayıda bulunan insandan faydalanmaya... Bu insanların hiç bir şey umurlarında değildir.. Bunlar klonlanmış deney hayvanlarıdır.. Üzerinde her çeşit deneyi uygulayacağınız canlılardır.. Bunlara düşünmek günahtır.. Bu salak insanlar Tanrının üzüleceğini zannederler.. Bu insalar ülkesi için çaba harcamayan parazitlerdir.. Bu insanlar kendinden haberi olmayan fuzuli yere oksijen tüketen canlılardır.. Çok enteresandır ki bu insanlar okuma yazma bile biliyorlar.. Ama yalnızca okuduğunu yazabiliyorlar kendi fikirlerini yürütemiyorlar.. Kendi düşüncelerini yansıtamıyorlar.. Bu aptal insanlar kendi aralarında çoğalıyorlar.. Birbirlerini sevmeden çoğalabiliyorlar başkalarının onlar üzerinde yazdığı senaryo üzerinde hayatlarını geçiriyorlar.. Bunlar için sevgi kelimesi, kaderi neyse o dur.. Bu salak insanlar aptallıkları yüzünden ölseler bile kaderlerine bağlıyan insanlardır.. Bir anayoldan karşıdan karşıya geçerken sağına soluna bakmadan en çok ezilen insanlardır... Ve ezildikten sonra kadere bağlayan insanlardır.. Tanrının eğelencesidir ancak bu insanlar.. Yoksa bu dünyada bu evrende çok sıkıcı olurdu............. ......          
« Son Düzenleme: 13 Haziran 2011 - 00:57:42 Gönderen: ARGo_ »

Ynt: deneme yazıları paylaşma ortamı
« Yanıtla #199 : 13 Haziran 2011 - 02:35:30 »

Çevrimdışı SeRoX.v2

  • Bizden Biri
  • *****
  • İleti: 1654
  • Cinsiyet: Bay
  • I'm Right While I'm Wrong
2011 genel seçimler itibariyle Türk milletinin maalesef demokrasi yolunda hiçbir yol katetmediği gerçeğini görmekteyiz fakat gelin görün ki beyinlere inen perde sayesinde ve RTE tarafından dikte ettirilen düşünce ile asıl demokrasi de budur.

Büyük lider, Gazi M.Kemal ATATÜRK'ün dediği gibi; "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." sözünden yola çıkarak bunu da doğrulayabiliriz. Fakat her zaman da olduğu gibi ve zamanında Atatürk'ün bile böyle tehlikeyi görmesinden ötürü sonsuz demokrasi uğruna milletin geleceği asla ateşe atılamazdı. Bu yüzdendir ki Terakkiperver Fırkası kapatılmıştır. Günümüzde de her ne kadar egemenlik milletindir mottosundan ayrılmadan, temeli asla bozmadan milletin geleceği için büyük tehlikeler görülerek çeşitli partiler zaman zaman kapatılmıştır.

2011 seçimleri ise büyük bir tehlikeyi yine gözler önüne sermiştir. 2007 seçimlerine göre oylarında artış sağlayan AKP'nin, din istismarlığı, çifte standart oyunları her zaman ki gibi yaramıştır. Bir sepet yumurta için birkaç yumurtayı kırmayı asla önemsemiş, ağızlara bir parmak bal çalıp, fazlasıyla geri almıştır. Cumhuriyet tarihinde ilk defa, iç piyasaya borçlanma yapılmıştır. Yani devlet artık kendi insanına bile borçludur. Bununla beraber iç borç yine Cumhuriyet tarihinde ilk defa bu kadar büyümüş, dış borç dengesi altüst olmuştur fakat RTE kişisi meydanlarda biz IMF borcunu bu kadar indirdik diye naralar atmaktadır fakat asla iç-dış borçlardan bahsetmemektedir. Bununla birlikte benzin fiyatları dünya tarihinde bile litrelik satış bazından en inanılmaz astronomik satışa ulaşmıştır. "Bazılarının" alım gücü giderek artarak, bazılarının ki şiddetli bir biçimde azalmış ve alım gücü sıfıra inmiştir. Şu doğrudur ki, eflasyon uzun bir aradan sonra ilk kez bu hükümetle tek hanelere inmiştir ama bununla elde etmiş olacağı mali zararı, her şeye vergi koyarak AKP hükümeti kendi döner sermayesini kara geçirmiştir. Yani tek haneli eflasyonlar sadece YALANDIR!

Ve en kötüsü, dünya tarihinde bile eşi benzeri görülmeyen bir olayla Türk milleti kendi cumhuriyet kurucusuna, ilk büyük liderine düşmanlık beslemeye başlamıştır. Sevmese bile olan saygı ve sadakatini kesinlikle bitirme noktasına gelmiştir. AKP hükümetinin ideolojilerinden biri gerçekleşmiştir. Artık Atatürk düşmanlığı korkusuzca, aleni bir şekilde yapılmaktadır. Türklüğe bu yolla hakaret ediliyor, din kisvesi altında Türk milleti araplaştırılmaya çalışıyordur. Fakat bunlar o kadar sistemli ve yavaş şekilde oluyor ki maalesef beynine perde inenler bunu algılayamıyorlar. Onlara göre böyle bir tehlike yok. Laiklik elden gidiyor, İran olacağız lafları sadece birer zırvadır. Oysaki yakın zamanda internet yasakları, kamusal alana simgeleştirilmiş giysilerin girmesi çok yakındır.

Son olarak, anayasa değiştirilecek. Tamamen AKP tekelinde ve ideolojilerine uygun bir şekilde tasarlanan yasa yüzünüze gülümseyip sırtınızdan bıçaklayacak bir görüntüye sahip olacaktır. Seçim sonuçlarını ve milletvekili sayısına göre AKP bu anayasayı tek başına geçirme gücünü kaybetmiştir fakat bir şey değişmemiştir. Neden?! İşte en büyük tehlike, RTE'nin tüm meydanlarda PKK destekçisi diye sözde kan kustuğu 35 bağımsız aday meclise girmiştir. Diğer deyişle, meclisimizde yine teröristler söz hakkına sahip olacaktır. Peki sizce, RTE, anayasa paketini geçirmek için en çok kime yaranacaktır, tam zıttı olan, solun ana kalesi ve baş muhalefet olan ve en önemlisi kabul etmeyeceğini bildiği için CHP'ye mi yoksa her fırsatta ırkçı diye çıkışlarda bulunduğu MHP'ye mi yoksa, çoğu düşünceleri ortak yola çıkan 35 bağımsız adayının kuracağı partiye mi gidecektir. Hepimiz sonucu biliyoruz elbette.

Hayırlısı. Ne kadar hayırlı olacaksa.

Ynt: deneme yazıları paylaşma ortamı
« Yanıtla #200 : 24 Haziran 2011 - 11:24:17 »

Çevrimdışı FIRATESER

  • Bizden Biri
  • *****
  • İleti: 1061
  • Cinsiyet: Bay
  • ...FIЯΔŦ...ЄЅЭЯ...
Ben bilmezdim önceden...
Hayatın bu kadar sert, bazen duvar gibi, bazen güzel olduğunu.
Ben görmezdim önceden...
Yaşanılan her şeyin, iyi ya da kötü bir anlamı olduğunu.
Ben bilmezdim önceden...
Her insanın içinde, inkar etse de hep yalnız olduğunu.
Ben görmezdim önceden...
Benim de o insanlar gibi, tıklım tıklım yalnız olduğumu.
Sen bilir miydin önceden?
Kök salmış ağaçların, gövdelerine rağmen, rüzgardan korktuğunu
Sen görür müydün önceden?
En yüksek dalgaların, en sert rüzgarların bir sonu olduğunu...


---------------------------------------------------------------


Uzaktan küçük görünen, yaklaştıkça büyüyen dalgalar arasına,
Önce bir adım attım, rüzgarı karşıma aldım, yüzdüm korkusuzca.
Her kulaçta derinleşen, teslim olmamı bekleyen bu karanlık sularda,
Hem hüzün hem mutluluk, biraz korku biraz umut vardı ruhumda...
Tek isteğim varmaktı, gidebildiğim her yere,
Yeni hayatlar bulmaya, kayıp dünyalar içinde.
Vazgeçip geçmişimden, yarını düşünmeye
Her şeyi başa sarıp, yeniden öğrenmeye...


---------------------------------------------------------------


Rüzgarla savrulan yapraklar içinde,
Yattık, güldük, durduk saatlerce.
Aniden bastıran yağmurla birlikte,
Sırılsıklam olduk, koşarken delice.

Hergün aynı yerde, seninle birlikte yaşadım en güzel günlerimi
Ah bir daha gelsen, bi şans daha versen, bırakamam artık ellerini
Ama şimdi yoksun, nerde uyuyorsun, bensiz bulutların içinde
Ah bi daha doğsak yeniden hayata, bekliyorum seni aynı yerde

Gökteki yıldızlar şahitti sevgime
Daha fazla parlardı her biri, beni öptüğünde
Sen gidince böyle, her şey değişti
Bana verdiğin neşe kederle sevişti

Yine bana gelsen,yine beni sevsen, yine kafa tutsak her şeye
Yine gülsek öyle, uzansak seninle, ulaşmaya çalışsak gökyüzüne
Ama şimdi yoksun, nerde uyuyorsun, bensiz bulutların içinde
Ah bi daha doğsak, yeniden hayata bekliyorum seni aynı yerde


« Son Düzenleme: 24 Haziran 2011 - 11:35:08 Gönderen: FIRATESER »
Dream as if you'll live forever, live as if you'll die today...

Ynt: deneme yazıları paylaşma ortamı
« Yanıtla #201 : 15 Şubat 2012 - 01:53:48 »

ARGo_

  • Ziyaretçi
Bahara ramak kala bir gece vakti, hüzün doldu yüreğim;
Parçalandı adeta düşlerim, yokluğunu kaldıramaz oldu bedenim..
Senden uzakta olmak beni yıpratıyor.. Karanlığa savruluyorum adeta..
Oysaki ela gözlerindeki bakışların ısıtırdı içimi,
Tebessümün eritirdi kalbimi, kendimden geçerdim..
Kalbimden düşen her ritim, sana olan sevgimin sesiydi..
Sensizlik olsaydı şu evrende;
Gök yüzüne çizilmiş yıldızların arasında kaybolurdum..
Sensizlik olsaydı şu dünyada;
Yer yüzünde kalbimin esiri olur yanardım halen daha..
Geceleri ansızın kaybolur hayallerim, kabuslarıma karışır uykularım bölünür..
Külfetli bi hava vardı rüyalarımda..
Sensizlik; kalp cehenneminin emaresiydi sanki..
Ve parçalandı ay gökyüzünde.. Senin siluetin görüntü bulutlarda...
Buğulu bakan gözlerim açılıverdi birden..
Hayatım boyunca kimseye değer vermedim ben, sana değer verdiğim kadar..
Hiç kimseyi sevmedim ben, seni sevdiğim kadar..(anonim)
Sen benim kalbimin yegane sahibisin..
Bu kalp senden başkasına ait olmadı ve olmayacak..
İnan ki sana olan sevgimi ne ben anlatabilirim ne de bir başkası..
Aşk kelimelerin ötesinde bir duygu.. Anlatılması zor...
Sen benim bir parçam gibisin, koparıldın mı içim yanar.. Yok olurum..
İçimde bir 'S' var bu senin sevginin bir ifadesidir.. Ya da sana duyduğum sevgimin ifadesidir..
Belkide baş harfinin kalbime yazılmış şekli.........

 
 
« Son Düzenleme: 23 Eylül 2012 - 13:28:24 Gönderen: ARGo_ »

Ynt: deneme yazıları paylaşma ortamı
« Yanıtla #202 : 15 Şubat 2012 - 10:32:23 »

Çevrimdışı FIRATESER

  • Bizden Biri
  • *****
  • İleti: 1061
  • Cinsiyet: Bay
  • ...FIЯΔŦ...ЄЅЭЯ...
İnsanlar hayal kurarlar. Ne kadar saçma olduğu ya da ulaşılması güç olması önemli değildir. Bu nedenle hayal denir düşündüklerine. Ev, para, aşk, şöhret, yeni bir araba, loto talihlisi olma ya da sadece sağlıkla ilgili hayaller... Hayali olmayan insan yoktur, olmamalıdır da. Çünkü bu hayaller size yaşam gücü verir.
Ben, yıllar önce TV de izlediğim bir kadın sayesinde hayal kurdum. Müzikle ilgilendim, gitar dersi aldım. Onun gibi müzik yapabilmek için. Odama resimlerini astım, her albümünü sabırsızlıkla bekledim. Gece yatağımda, beraber konserlere çıktığımızı hayal ettim. Aşık olduğum kişilerde onu aradım. Bir gün, bir konser öncesi 10 dk konuşma fırsatı yakaladım. Ulaşmak o kadar da zor değilmiş diye düşündüm. Daha da sevdim...
Ben onun hayatını izleyerek büyürken, onun başarısıyla sevinirken,onun şarkılarını söylerken, baktığım her yerde ondan bir iz görürken, onun haberi yoktu hiçbir şeyden. Benden, sevgimden bihaberdi. Belki de bu yüzden hepsi hayaldi...
Yıllar sonra, utana sıkıla gönderdiğim mesaja cevap yazdığında dünyanın en mutlu insanıydım artık. Dışarıdan bakıldığında hastalıklı bir durum gibi görünüyordu belki yaptıklarım. Ama inanın, hiç umurumda değildi kimin ne düşündüğü.
Yıllardır dinleyip söylediğim ''kalp kalbe karşı olsaydı hemen anlardı beni'' sayesinde anladı beni. İnanamadım. Dalga geçtiğini düşündüm önce. Sonrasını bilirsiniz. Çok güldük, eğlendik... Onu ondan dinledim sabahlara kadar. Çok şey paylaştık kısa sürede. Uyuyup kaldığım yerde, üstümü bile örttü. Onun için çok önemli olduğunu bildiğim konularda fikrimi sordu. Dürüstçe söyledim, çoğu hoşuna gitmese bile. Cihangirden, hava alanına giderken muhabbetin dibine vurduk. 5 dk boyunca hiç durmadan güldüğümüz de oldu, yorgunluktan omzumda uyukladığı da. İlk defa İstanbul'un trafiğini sevdirdi bu yolculuk. Bitmesin istiyordum ama hava alanındaydık artık. O giderken, arkasından baktım...
Belki konserde beraber şarkı söyleyemedik ama daha güzeli oldu. Onu tanıdım. Hakkında yıllarca yanlış bildiğim şeylerin doğrusunu ondan öğrendim. Şaşırdım hatta bazen üzüldüm...
Evet, hayal etmek güzeldir... Hayal ettiğiniz şey ne olursa olsun, ne kadar sürerse sürsün güzeldir...
Dream as if you'll live forever, live as if you'll die today...

Ynt: deneme yazıları paylaşma ortamı
« Yanıtla #203 : 15 Şubat 2012 - 20:29:09 »

Çevrimdışı emredogan

  • Gold Üye
  • *****
  • İleti: 4520
  • Uçamayanlardan..
Kahve kokarken ellerin,
Kucaklar dudaklarımı hayallerimde.
Sesin bir büyücü kadar solgun,
Kafam dağınık,aklım bulanık.
Gözlerimde sadece parlak bir kırmızı,
Oynuyor,dumanlar çıkarken ormanlardan,
Ve herşey yok olurken.

Tek derdim sendin.
Bir cam fanusta kapalı kaldık.
Ölüm her saniye biraz daha alçalıyor.
Duman soluyoruz.

Ynt: deneme yazıları paylaşma ortamı
« Yanıtla #204 : 15 Şubat 2012 - 20:36:16 »

Çevrimdışı seytannikahi

  • Gold Üye
  • *****
  • İleti: 5898
  • Cinsiyet: Bayan
  • Benim Adım : Seksi
    • Follow Me
Uçabilirdim,ama seninki gibi güzel kanatlarım yok.
Görebilirdim bir çok şeyi...
Senin gibi sınırlarım da yok değil.
Süzülebilseydim öğrenirdim rüzgârın bilgeliğini...
Köklerin toprağa tutunması için suya gerek duyduğunu...

Kanatlarına tutunayım,göster bana görülmeyeni
Ben boş bir sayfayım,öğret bana tüm harfleri
"Sen,her zaman NY'dan daa güzeldin" de."Seni hiç kırmadım ki" de."Kim uydurdu bu yalanı"

http://seytannikahi.blogspot.com/

Ynt: deneme yazıları paylaşma ortamı
« Yanıtla #205 : 27 Mart 2012 - 13:10:15 »

Çevrimdışı emredogan

  • Gold Üye
  • *****
  • İleti: 4520
  • Uçamayanlardan..
Kuşları gördüm.Hepsini kafese tıkamışlar.Yemlerini eksik etmeden.Sularını bol vererek.
Aynayla kandırmışlar.Zor zar zapt etmişler.Konuşmayı öğrensinler diye işkence etmişler.Bu kuşlar özgür değil.Uçmayı özlemişler,konumayı unutmuşlar.Ötmezler.Şartlamışlar.Tüyleri dökülmüş.Şaşırmış,korkmuş,ürkmüş,susmuş...

Kuşları gördüm ve korktum.Birer canavara dönmüşler.Yarışıyorlar.Dövüşüyorlar.Hırslarına yenik düşmüşler,canlarına kıyıyorlar.

Kafeslerini açtım.Artık çok gemişti. Çıkmıyorlar.

Ynt: deneme yazıları paylaşma ortamı
« Yanıtla #206 : 29 Mart 2012 - 19:31:44 »

Çevrimdışı ShiverVol2

  • Gold Üye
  • *****
  • İleti: 3206
  • /////////////////////
Ben deneme yazmadım ama estikçe eleştiri yazabilirim sanırım:

Emin Çölaşan son zamanlarda okuduğum yazarlardan..Kendi kafasından olmayanlara "düşükler,reziller,acizler" diye hitap ediyor. Bence çok yazısında mahalle ağzı hakim..Bide internetten hakkında bişeyler okudum çok yerde bilmediği konular hakkında konuşup rezil olmuş..Kendisine koruması için 2 polis vermişler..Sonra polisler "Cuma"ya gitmek istemişler..Adamlara ben size seccade alayım burda kılın demiş..Emin Çölaşan daha Cuma namazının iş yerlerinde evlerde kılanmayacağını bilmiyor..Bir gün Diyanetten birisiyle röportaj yaparken soruyor "sakal bırakmanın anlamı nedir" diye..Diyanet yetkislisi "sünnet" demiş..Çölaşan'da nasıl sünnet? Sünnet küçük çocuklara yapılan ameliyat değil mi demiş..Sonra bizzat kendim eski yazılarına göz gezdirirken ölen bir Gayrimüslim için rahmetli dediğini okudum.."Toprağı bol olsun" daha doğru değil mi? Daha doğru dürüst hiç bişey bilmiyor dini konularda sanırım bu yüzden kendisi dışında herkesi, yapılan herşeyi "şeriatçılık" sanıyor..Dahası kendisi haberleri 'derin devlet'ten alıp yazdığı söyleniyor.İnternette amca oğlunun Cindoruk olduğunu okudum..Bu da bu kanaati güçlendiriyor kanımca..
Birilerinin arkasına yaslanıp müzik olmaz, her şey tek başına yaptığında kıymetlidir(ÖZLEM TEKİN,ŞF'a)

Ynt: deneme yazıları paylaşma ortamı
« Yanıtla #207 : 16 Nisan 2012 - 00:32:17 »

Çevrimdışı serpil

  • Özcü
  • *****
  • İleti: 948
  • Cinsiyet: Bayan
    • http://www.facebook.com/pages/%C3%96ZLEM-TEK%C4%B0N/167872739935249
Bazen hayal kurar uzun uzun kurduğum hayallerin içinde kaybolur ayrı bi dünyada buluverirdim kendimi.Kendimce mutlu olurdum gerçekleşmesi imkansız da olsa ben inanıyorsam eğer düşündüklerim istediklerim bi hayal olmaktan çıkar ve gerçeğe dönüşürler işte ,o zaman değmeyin keyfime mutluluktan havalarda uçar dururum..ama eğer ki hayalleriniz var ve de bunları birileri sırf kendi için fedarkarlık yapıp hayalinize karşı çıkıyorsa o kişilerin sözüne bakmayın hayat sizin hayatınız ona yalnızca siz karar verirsiniz hayalinizi çöpe atmak istermisiniz ? hayır dediğinizi duyar gibiyim:) buna sakın izin vermeyin.Kaybolan yıllar bir daha geri gelmez bi daha o hayalinizi gerçekleştirecek fırsat belki de önünüze çıkmayacak kim bilir ama kesinlikle söyliyeyim çıkmayacaktır.Hayalindeki sen neyse onu ol! hiç kimseye aldırış etme! çünkü o hayali sen kurdun gerçekleştirmeyi de sen bilirsin aldırış etme! Kısacası hayallerinizin peşinden her zaman sonuna kadar gidin mücadele edip kazanan siz olun unutmayın hayaller gerçekleştirmek için kurulur.
Magazin malı güllü dallı motorlar gibi koca aramıyorum ki olum ben bu şarkılar niye!

Ynt: deneme yazıları paylaşma ortamı
« Yanıtla #208 : 22 Nisan 2012 - 16:30:51 »

Çevrimdışı ShiverVol2

  • Gold Üye
  • *****
  • İleti: 3206
  • /////////////////////
Türkiyede Özenti Bir Türk Koministi: Her seyden önce bir 'türk'değil Türkiyelidir.sonra hem kürtçüdür hem ermenicidir. Türkiyede 30 çingene bir araya gelip 'Tüm çingenlere özgürlük örgütü' kursa türk kominist çingenecide olur.Falan bölgemizde birileri kendilerini medlerin, akadların, babillerin, asurluların devami sayarak vatanin bir köşesini kemirmeye başlasa,bizim marksistler aynı zamanda akadcı,asurcu,babilci,medci olur ve onlarla türklüge sövme yarışına girer.. Ruscu ve çinci komunistlerimizin yanında bulgar komunistlerimizin türemesi hiçte garip gelmiyo bana.ayrıca bizim koministlerimiz halkların kardeşliği eşitlik diyerek SERV anlaşmasının bekçiliğini yaparlar..bunları yaparken türklüge ve islama sövmeye bayılırlar..merak ediyorum acaba yunan,bulgar,arap,çinli ve rus komunistlerden türklere sevdali tek kişi varmıdir.Acaba bi bulgar kominist TÜRKLERE ÖZGÜRLÜK diyomudur,bi yunan komunist YASAŞIN TÜRK AZINLIK diyomudur.yada bi rus komunist KIRIM KATLIAMINDAN bahsediyomudur..bugüne kadar ben duymadim.
Birilerinin arkasına yaslanıp müzik olmaz, her şey tek başına yaptığında kıymetlidir(ÖZLEM TEKİN,ŞF'a)

Ynt: deneme yazıları paylaşma ortamı
« Yanıtla #209 : 23 Nisan 2012 - 13:22:28 »

Çevrimdışı emredogan

  • Gold Üye
  • *****
  • İleti: 4520
  • Uçamayanlardan..
23 Nisaaaan.
Mutlu olalmıyor çocuklar!
Başlıyor bir ay önce hazırlıklar,
Üç dakika için eriyorlar güneşin altında.

 Uzun zamandır(!) gitmediğim okuluma bir uğrayıp ufaklıkların gösterisini izliyeyim dedim. Kardeşimde katılmıştı çalışmalara çünkü. Gittim gitmesine ama bayramın kimler için olduğunu unutan koca koca adamlar,kadınlar kendi çocuklarını izleyebilmek için önlerindeki çocukları itip kakmaktan kendilerini alamıyorlardı.
 Üzerine birde "Memleketim" şarkısı çalınca bi acayip oldum. 23 Nisan'ı,böyle önemli bir günü çocuklara armağan eden Atatürk'ü saygıyla anıyor,çocukların bayramın farkına varıpta eğlenmelerini dileyip,bir de Ayten Alpman gibi önemli bir"sanatçı"nın acısını yaşayıp Allah rahmet eylesin diyorum.