Yeni albümü 'Gold Dust'la Tori Amos, eski şarkılarını yeniden yoğuruyor. 'Hikâyenin kadın halini' anlatagelmiş ozandan şimdi kendi hikâyesini dinliyoruz.
Tori Amos’un 1992 tarihli ilk albümü ‘Little Earthquakes’ten 20 yıl sonra geldiği noktanın ismi ‘Gold Dust’; iyi bir kıvamı var. 2011’deki ‘Night of Hunters’ın devamında Deutsche Grammophon markasına layık olmayı bir kez daha başardığı gibi körpe firma Mercury Classics’e de şık bir referans teşkil ediyor. Güler yüzlü klasik müzik diye belki yeni bir kategoriyi temsilen… Evveliyatı belli. ‘Night of Hunters’ın çalışmaları sırasında Hollanda ’daki Metropole Orkest’ten davet alan Amos orkestrayla beraber sergilediği canlı performans neticesinde bir ikinci albüm çıkartmaya ihtiyaç duymuş. “Orkestra beni gerçekten kendine çekti” sözleriyle izahatını veriyor. Şef Jules Buckley’ın çekip çevirme marifetine de bir şapka çıkaralım bu arada.
‘Gold Dust’ sahibinin 20 yıllık sesi olmuş. Tori Amos eski şarkılarını yepyeni deneyimler, yepyeni bir kişilikle yoğurarak kaydetmiş. Açık Radyo’daki güzel programın ismini çağrıştırırcasına, ‘Hikâyenin Kadın Hali’ni anlatan Tori Amos bugüne dek seslendirdiği kadınlarınkinin ardından bu sefer kendi hikâyesini anlatıyor, yekpare. Ama hiç kimse nasiplenmese Melis Danişmend’e, Çiğdem Erken’e, daha birçok kadına hikâye çıkar anlattıklarından. ‘Winter’ı söylerken önüne kocası ve kızının fotoğraflarını koymuş ve babasıyla ilgili deneyimlerini öykülemiş. Uzun zaman boyunca zulada bekleyen ‘Marianne’ı ilk defa orkestrayla seslendirdikten sonra albümün kayda alındığı Amsterdam’a olan hürmetini
‘Flying Dutchman’ ile dile getirmiş; Wagner’i yâd etmeyi düşündü mü hiç, bilemem, fakat ‘Hayalet Gemi’nin ufukta kaybolduğu noktada ‘Programmable Soda’ hiciv bayrağını başarıyla devralmış. Albüme ismini veren ‘Gold Dust’ piyanodan yaylılara, ‘Star of Wonder’ ise çellodan bakır nefeslilere yayılan dokusuyla orkestrasyonun hakkını en çok verenler…
“Geçen hafta sessizdim, bir sonraki gün konuşmayı denedim, fakat bir şey beni durdurdu” diyen kadınların yüzü suyu hürmetine ‘Silent All These Years’tan vazgeçmeyen Amos bu parçadaki mesajların hem 20. hem de 21. yüzyıllara hitap edeceğini söylüyor… Bizi hikâyesine ortak eden tüm kadınlar gibi Tori Amos’u bir kez daha seviyoruz, ‘Tahir’le Zühre’nin elması tadında…
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1110199&CategoryID=82