http://www.milliyet.com.tr/-bodrum-da-dere-tepe-kosarak-zayifladim-/cumartesi/haberdetay/04.06.2011/1398263/default.htmDün vizyona giren “Kaledeki Yalnızlık” filminde bir “Alamancı”yı canlandıran Özlem Tekin haftaya da yeni bir TV programına başlıyor
Özlem Tekin’i en son gördüğümde saçları siyah ve uzundu ve çok daha kiloluydu. Bu nedenle yeni filmi “Kaledeki Yalnızlık” hakkında konuşmak üzere Cihangir’de buluştuğumuzda kısa bir şok geçirdim. O bu tepkilere alışık olduğu için gülümsedi ve “Tanımadın değil mi? Herkes görünce şaşkınlıktan kaskatı kesiliyor” dedi. Tekin altı ayda yaklaşık 10 kilo vermiş, iki beden küçülmüş. “Aşk Herşeyi Affeder mi?” günlerindeki haline kavuşmuş.
Buluştuğumuzda üzerindeki dar elbisesi, topuklu ayakkabılarıyla da çok şıktı. Yalnız pek de rahat değildi, yürümekte epey zorlanıyordu. “Aman yanlış anlaşılmasın. Zayıfladım diye hanım hanımcık olmaya niyetim yok. Özel hayatımda bol jean, salaş tişört ve terlikle gezmeye devam ediyorum. Bu halim size özel” dedi.
* “Kaledeki Yalnızlık” isimli filminiz dün vizyona girdi. Bildiğim kadarıyla uzun süredir üzerinde çalıştığınız bir proje bu...
“Kaledeki Yalnızlık” iki yıldır ajandamın önemli maddelerinden birini oluşturuyor desem yanlış olmaz. Aslını isterseniz yönetmen Volga Sorgu beni arayıp da senaryo yollamak istediğinde onu kırmamak için tamam demiştim. O dönem sinema yapmak istemiyordum ancak okuyunca yerimden fırladım. Hani senaryo teknik bir dille yazılır ve okurken ağlayamazsınız ya, bunun yarısında gözlerinizden yaşlar boşalıyor. Enteresan bir etkisi var.
* Film bir futbolcunun hikayesini anlatıyor. Sizin futbol ile aranız nasıldır?
İsmi duyanlar direkt futbol filmi sanıyor ama değil. Bir kaleci karakterimiz var ama onun futbol oynamasını değil, isteyip isteyip de bir türlü oynayamamasını izliyoruz diyebiliriz. Nasıl anlatsam, çok hüzünlü bir kaybeden hikayesi var bu filmde. Hani bir işi yapmak için yeteneğe sahip ama şansı yaver gitmeyen, talihin bir türlü izin vermediği insanlar vardır ya... Onlardan biri bizim kaleci. Futbol konusunda eskiden çok fanatiktim ama şimdi bıraktım. Köşe yazarlarını, transferleri takip ederdim. Neredeyse her maça giderdim. Şimdi ancak TV’de denk gelirsem bakıyorum.
* Filmde kalecinin baldızı Zenoş’u canlandırıyorsunuz. Nasıl bir karakter Zenoş?
Yan karakterlerden biriyim. Türkiye’de doğmuş, çok küçükken Almanya’ya gitmiş ve orada yaşamış. 30’lu yaşlarının sonuna doğru da ülkesine geri dönen bir kadını canlandırıyorum. Aksan konusunda bir oyuncu arkadaşımdan yardım aldım. Sesini teybe kaydettim, onunla vakit geçirdim. Sonra da ses kayıtlarını alıp Bodrum’daki evde tüm gün o kayıtları dinledim. Bahçede otları keserken bile yüksek sesle Alamancı gibi konuşuyordum. Umarım yeterince gerçekçi oynayabilmişimdir.
* Bu üçüncü sinema filminiz. Artık oyunculuk konusunda rahatlamış olduğunuzu düşünüyorum.
Yok, ben bir türlü rahatlayamıyorum. Oyunculuk “Oldum, ben öğrendim” denilecek bir iş değil. Her rolde yeniden başlıyorsun. Mesela bundan sonraki filmimde alzheimer hastası bir babaanneyi canlandıracağım. Heyecan dorukta anlayacağınız!
“Son albümle birlikte yeni, genç kitlemle tanıştım”
Uzun zaman sonra albüm çıkardım. Müzik piyasasının ne durumda olduğunu merak ediyordum. Döndüğüme değmiş! Benimle birlikte büyüyen, “Aşk Herşeyi Affeder mi?” çıktığında lisede olup şimdi çoluk çocuğa karışan dinleyicilerimi beklerken, karşımda bambaşka bir kitle buldum. Sadece son albümü bilen ve o nedenle beni takip eden gençlerle tanışmak süperdi.Bu yüzden beklediğimden iyi geçti, parçalar radyolarda bir numaraya kadar çıktı.
“Gazetelerdeki diyetlerin hepsini yaptım”
* Yakında “Pişşti” adında bir TV programına başlıyorsunuz.
Evet, haftaya Star TV’de başlayacak. Ben, Şafak Sezer, Gani Müjde ve Sanem Altan olacağız. Format basit. Gündemden sekiz konu seçip üzerine yorum yapacağız. Biz zaten Şafak ile uzun zamandır böyle bir şey yapmak istiyorduk. Hangi programa konuk olarak çıksak muhabbet çok keyifli oluyordu. Çıkışta da hep “Ya yapmamız lazım” diyorduk. Bu zamana kısmetmiş. Program beni çok heyecanlandırıyor çünkü bugüne kadar ortaya çıkmamış bir Özlem Tekin ile karşılaşacaklar. Ben genelde laylaylom takılan, röportajlarda ya da konuk olduğum programlarda insanları eğlendirmeye çalışan biriyim. Burada dünya hakkında görüşlerimi ciddi bir şekilde dile getirme şansım var. Eğlendirme odaklı olmayacağım.
* Zayıflama sırrınız nedir?
Bodrum’da dere tepe koşmak. Bu arada zayıflama da planlı programlı bir şey değildi. Aklıma esti, “Sıkıldım artık bu halimden” dedim ve başladım. Klasik un, şeker, tuzdan uzak durma, meyve sebze ağırlıklı beslenme olayını uyguladım. Gazetelerin eklerinde zayıflama listeleri verilir ya, hepsini okudum uyguladım.
