Anket

En beğendiğiniz Hayko Cepkin albümü hangisi?

Sakin Olmam Lazım (2005)
9 (42.9%)
Tanışma Bitti (2007)
11 (52.4%)
Sandık (2010)
1 (4.8%)
Aşkın Izdırabını .... (2012)
0 (0%)

Toplam Oy Verenler: 21

Gönderen Konu: Hayko Cepkin  (Okunma sayısı 64414 defa)

Ynt: Hayko Cepkin
« Yanıtla #15 : 05 Mart 2006 - 08:11:29 »

Çevrimdışı kanatsız melek

  • Gold Üye
  • *****
  • İleti: 2900
ben fazla dinlemedim
zaten pek beenmedim
ama beendiim şarkıları çıkar heralde :ı-ı:
Tesadüflerle başlar her şey.

Özlem Tekin

Ynt: Hayko Cepkin
« Yanıtla #15 : 05 Mart 2006 - 08:11:29 »

Ynt: Hayko Cepkin
« Yanıtla #16 : 05 Mart 2006 - 19:51:32 »

Çevrimdışı shafuck

  • Aktif Üye
  • ****
  • İleti: 316
  • Cinsiyet: Bayan
  • görünüş3 aldanma!!!
albümü çok sıkıcı ve yavaş gelmişti ama konserinde  :höö: çok eelendik... :wink:
TH3 FRAG!L3 ART OF 3X!ST3NC3...               
'n3fr3t3 s3vg!d3n daha fazla güv3n!yorum' DED! Ş3YTAN 'çünkü onun saht3s! olmuyor'
'!nsan k3nd!n! kayb3tm3d3n tanrıyı
tanrıyı kayb3tm3d3n k3nd!n! bulamaz'

Ynt: Hayko Cepkin
« Yanıtla #17 : 25 Mart 2006 - 13:25:53 »

Çevrimdışı zy'ndan

  • Bizden Biri
  • *****
  • İleti: 1419
  • Cinsiyet: Bayan
  • Akıllı Ol Çarşı Burda!
adam döwme show yapıo her klipte :D
..:: OZ^Y ::..

Ynt: Hayko Cepkin
« Yanıtla #18 : 25 Mart 2006 - 14:19:15 »

m_akin_e

  • Ziyaretçi
çok başarili.türkiyede tek bu adam yahuu  :wink:
bence başkasiyla özellikle marilyn manson'a benzetmek saçma
marilyn manson mu,, ne alakası var,, radio head in vokaline benziyo,, hemde aynısı,,

Ynt: Hayko Cepkin
« Yanıtla #19 : 25 Mart 2006 - 14:59:21 »

Çevrimdışı gigaoz

  • Emekli Mod
  • ******
  • İleti: 1784
  • Cinsiyet: Bay
  • Armanın Peşinde Adanmış Hayatlar.
    • OZ
Hayko Cepkin 'in Bi Sitede Yaptığı  Röportajı  

BG: Seni ilk Demir’le orta kemancı’da çıktığında izledim. Ardından Demir ve Cem Köksal Yeni Melek konseri ve ertesi günü Bursa Resimli Bar’da. Hatta o gün klavyenin arkasına Richard Clayderman yazıyordun.

HC: Hatta bak burada

BG: Sanki sahnedeki bütün enerjiyi sen sağlıyormuş gibiydin (enerji biraz az kaçtı J hayko’da Sinerji dedi, yok yok aura   ) bu hırsı nerden buluyorsun?

HC: Çalmayı seviyorum ve severek yapıyorum bu işi, kendime de güveniyorum hırsım ondan. Sırf performans peşinde değilim ben. Herkes performans yapıyor zaten sinirim ona bozuluyor benim. Onun için farklı geliyor insanlara. Ben bunu seviyorum çünkü benim tek mesleğim bu ve kendimi çok şanslı buluyorum. Bir çok insan farklı farklı işlerle uğraşıyor ve mesleğini sevmeden yapıyor çoğu. Sabah gidiyor akşam geliyor yada müzisyen “abi bu aletleri taşıyacağım off zorlanıyorum” diyor yani bir çoğu acı çekerek yapıyor işini. Örneğin dün Pakistan için düzenlenen yardım gecesinde ben klavye çaldım. Demir’den sonra ilk defa bütün klavyelerimi kurdum hemde arkaya çünkü Ayyuka asıl gruptu onların arkasında çaldım ve acaip keyifliydi. Ben yine eskisi gibi aynı şekilde klavyeyi tekmeledim, kaldırdım böyle ( bu sırada arkadasında “hatalıysam” yazan klavye kalkar  ) çok eğlendim işte o zaman hissettim ve o zaman hissediyorlar işte.

BG: Albümle ilgili konuşmadan önce Demir ile olan turneden biraz bahseder misin?

HC: White Line! Sansasyon turne, 8 gün boyunca süper zaman, süper komedi. O bizim yurtdışı açılma konseptimizdi. Genel olarak bakarsan bizim avrupa’da bir ağırlığımız yok ve Avrupa Türkiye’yi feth etmiş durumda. Biz zaten Türkiye’de çok kitlelere hitap etmeyen bir müzik yaptığımız için gidip avrupada yine Türklere çalmak istemedik. Bizde yurt dışına açılalım ama yabancılara çalalım istedik bakalım yabancıların tepkisine. O nedenle ön grup olmamız gerekiyordu. İki alternatif vardı ve ilki Rammstein’dı sonra tabii o baya zorlandı fakat gerçekleşmedi. Ondan sonra White Line’dan Mike Tramp olayı gerçekleşti. Onlarla beraber gezdik hatta bir çok şeyi biz karşıladık çünkü artık Mike Tramp’te kalmamış. Zaten onun piskozuyla sekiz günü haram etti bize  Herif bunalımlardaydı çünkü kendi döneminde ortalığı yıkmış biri olarak şuanda fındık mekanlarda, pis venuelerde çalmak heralde koyuyordu adama onun için bunalımdaydı ama biz çok eğlendik.



BG: Bomba olaylar olduğunu duydum bu turnede

HC: Hamam soundumuz var mesela bizim artık gittiğimiz venuelerde yıkanıyorduk çünkü kalma durumu yoktu 15 yataklı otobüsle gittik biz. Süperdi açıkçası tabut gibi yataklar sıkışsın diye üç katlı yapmışlar zarzor giriyorsun içine ama çok keyifliydi. Yıkanmak için güzel bir yer aradık vaktimiz varken hazır gidelim bir oda tutalım girelim yıkanalım hepimiz diye düşündük. Taksiye bindik ve taksici Arnavut çıktı  az çok Türkçe biliyormuş bizim sölediklerimizi anladı “hamam, yıkanmak, sabun” dedi ve bizi otele götürdü, bizim yerimize pazarlık yaptı. Ardından bizi havuzu, saunası olan bir yere götürdü ve gündüz saati olduğundan sadece yaşlılar vardı ve mayo giymek yasaktı. Grupça artık birbirimizden gizlediğimiz hiçbirşey kalmadı dedik  tam bir grup olduk. Tabii yaşlılar spor yapıyor, hepsinin yaşlı olduğunu ve vücutlarının ne kadar pörsük olduğunu düşünürsen bizdeki mide bulantısını anlarsın   Küçük ayaklarını sokabileceğin bir havuz vardı ve bizde oturmuş geçenlere bakıyorduk acaba bizde mi böyle olacağız diye.

BG: Ayağını çıkardığında buruştuğunu görünce korkmuşsunuzdur

HC:  işallah böyle olmadan önce ölürüz diye düşündük. Bir saat falan yıkandık daha sonra çıktık gülmekten ölüyorduk. Döndüğümüzde otobüste Mike Tramp arkadaki salon gibi yerde adam oturuyordu hala “Enerjiyi kaybediyoruz” “Grubun enerjisi” “Enerjimiz yok” “Kayboluyoruz” diyordu devamlı bu arada hayvan gibi çalıyorlardı.

BG: Seyirci nasıldı?

HC: Seyircilerin tepkisi… İstanbul seyircisinden daha iyiydi. (BG: O Kesin  ) White Line olması nedeniyle yaş ortalaması yüksek bir seyirci vardı hep ve devamlı Iron Maiden’ın basçısı abi bu dediğimiz; sarı perde saç, deri ceket, dar kot, converse ayakkabı ve standart bira bardağı elde duruşları. Sıcaktı, güzeldi hatta çok keyifliydi. Özellikle Berlin konserimiz çok iyi geçti. Türkiye’deki firmalar ufuklarını açsalar yavaş yavaş yurtdışına açılıp böyle ön grup olarak dolaşıp sesini duyurup bir şeyler elde edilebilir ama öyle bir kafa yapısı ve öyle bir şirket yok maalesef Türkiye’de.

BG: Peki şimdi zamanıdır kendi albümüm için demen ne zaman oldu?

HC: Şimdi bende bir hep sizi hiçbir zaman satmayacağım muhabbeti vardı. Ayline’de aynı şekilde, Demir’e de aynı şekilde. Hani ben merak etmeyin ben satmam sizi çünkü yerime alternatif hiçbiri düşünmüyordu. Öyle bir durum vardı.

BG: Zaten yokta...

HC: Hatta işte Aylin diyordu,çakışırsa bana geliceksin. Benim yedek klavyeci muhabbeti yapmıştık biz. 110’nun klavyecisi varya Ozan, o da hayvan gibidir mesela. İyi çalar ama mesela sahnesi şeyi yoktur, düz çalar. Biz Ozan’la kardeş gibiyiz. Ozan’a dedim ki; abi benim trafik çok kalabalıklaştı, biz paslaşalım, yani ben sana iş pasliyim, ben çünkü çakışırsam kavga çıkıyor hani paslaşalım, ok dedi. Hiç paslaşamadık. Hiç olmadı öyle bir şey çünkü Demir çakıştığı zaman bana geliceksin dedi, Aylin çakıştığı an bana geliceksin dedi. Hatta Özlem Tekin’nin bu albüm projesinde; klavyeci olarak teklif gelmişti, süper dedim, hani tripler güzel albümde, süper takılırız muhabbeti oldu. Ondan sonra Aylin çakışırsa bana geliceksin dedi, Demir çakışırsa bana geliceksin dedi; aaa dedim ben Özlem çalamıyorum oldu (gülüşmeler). Yani çünkü çakışırsa kavga çıkıcak. O satmama hikayesinden dolayı hep ben, benim projeyi hep erteledim açıkçası. Zaten çokta olgunlaştığına inanmıyordum o zaman. Daha dan dirik parçalar vardı. Sözleri çok trişkaydı. O zaman daha konsepti belirlememiştim kafamda. Neyle uğraşıcam, neye söz yazıcam, hani çünkü parça yaparken, diyorsun, bir konsept belirlersin, aşkın üzerine oynarsın, işte sevgili ortamı, politik tavır yok bilmem ne falan. Ben önce aşkı oynadım, b.. gibi sözler oldu, yani çok kötüydü. Sonra hani hiç gerek yok dedim, bir kadına falan filan söz yazmaya, zaten kendime çok sinirlenmeye başladığım dönemler başladı ve kendime uğraştım. O zaman aklı selim sözler çıkmaya başladı.

BG: H hani, ev ortamı olmasından sesler basık ya bana The Crow’u hatırlayor. Sanki o adam çıksa senin yerine, o adam söylese, sanki o da öyle söylermiş gibi yani kendini bastırıp, ne bilim aynı ayarda söylermiş gibi geliyor bana.

HC: Zaten o filmde de öyle bir şey var. Çok fazla “home” filmmiş gibi. O hava var. Onun için seviyorum zaten, çok doğal geliyor bana o film yani konu hani adam canlanıyor falan, ortam, fantastik bir durum var ama zaten olay fantastik bir şey, ama orda bir samimiyet var bana göre. Onun için seviyorum zaten onu. Hani burada da yapılan şeyde; albümde zaten bu olucak diye kaydedilmiş şeyler değildi. Ama neticede, şirket sound’u beğendi. Hem sound’u beğendi, hem de tekrar kaydetmeye kalksan kırk – elli bin dolarlar havada uçuşacaktı, bu da masraftı. Ne gerek var dedik, bu sound götürür işte, trişka, biz bunu basalım muhabbeti. Orda biraz şirket politikasıyla arada harmanlanıp kayboldu gitti. Bende burda çalışıyordum işte o dönemler... Albümü verme fikri şeyden çıktı, Aylin’nin ikinci albümü başladı kayıtlara. Biz burda işte yavaş yavaş başladık şarkılara. Çok yavaş ilerliyordu, yani ben (içiyor musunuz bu arada ya) ben çok yavaş çalışmayı  sevmiyorum, acayip hızlı çalışmayı seviyorum, onun için hani benim albümde de editi çok zayıf şeyler var.  Davullarıyla falan hiç uğraşmadım mesela, paldır küldür yazdı bitti. Benim için tamam o şarkı, kalıbı belli, hani nasılsa davulcu hayvan gibi çalacak düşüncesi vardı bende. Çok yavaş ilerlemeye başladı albüm kaydı Bu sırada demir karar verdi ki; Gelibolu’nun belgesel müziklerini yapacak. Dedi ki; konser performansı bitiriyoruz dedi. Be bir boşluk içerisine düştüm açıkçası, şey oldu, Demir tamamen bırakmayı düşündü, yani Türkiye’de ben yapmayacağım dedi, o dönem.

BG: haberler çıktı hatta..

HC: Demir işi bitti. Aylin’in işi yavaş gidiyor. Para kazanmam lazım, hani birilerine çalmam lazım. Zamanında ben, çakışmasın diye şey olanları hepsini iptal ettim, kaldım dızlak. Ondan sonra, ee hayatımızı biz bundan kazanıyoruz. Bence denememin vakti geldi. Sanırım insanların bekleyerek artık bir yere varamayacağımı düşündüm. Yeni projelerde çalma fikirleri falan geldi. Yeni çıkacak olan albümlerde. Düşündüm abi, yeni çıkan albümlerin çoğu 22 yaş ortalamalı, ben 28 yaşındayım. Şu ana kadar çaldığım herkes benden büyüktü, ve ben hep grubun içerisinde küçük kardeş oldum. Ben 19 yaşından itibaren başladım ve çaldığım adamların hepsi benden beş on yaş büyük oldular. Küçük kardeş muhabbetine çok alıştım ben. Onun içinde hırsım vardı. O abilerin içinde yani yavaş yavaş büyümek. Şimdi bende, öyle bir hırs kalmayabilir korkusu başladı. Ulan dedim, o adamlar 22 yaşında, acaba artık oturup mu çalıcam acaba sahnede, yani anladın mı oturup çalarlar ya öyle..s...tım galibe ben muhabbetinden. Ben artık kendi albümümü deneyeyim, sözlerde benim zaten hani sözlerde artık istediğim kıvama geldi. Şarkılarda hoşuma gidiyor. Vereyim dedim yani .....ya götürdüm akşam, oldu, yani o kadar hızlı



Devamı Varda Çok Uzun Beaw   :D




₯___ώ ћ € я € ע € я     |      μ á Y    я ٥ á μ___₯

Ynt: Hayko Cepkin
« Yanıtla #20 : 25 Mart 2006 - 15:08:24 »

Çevrimdışı zy'ndan

  • Bizden Biri
  • *****
  • İleti: 1419
  • Cinsiyet: Bayan
  • Akıllı Ol Çarşı Burda!
ilk kez t-shirt le görüyorum :D hayret :höö:
..:: OZ^Y ::..

Ynt: Hayko Cepkin
« Yanıtla #21 : 26 Mart 2006 - 15:12:10 »

Çevrimdışı ozlemTekinnn

  • İl Temsilcisi
  • ***
  • İleti: 204
  • Cinsiyet: Bayan
  • ESKİŞEHİR TEMSİLCİSİ
bu adam ne çok konuşuyo yaff :)))

ben yazıyı keyifle okudum..uzun muzun devamı varsa yolla modum ya ben okumaya devam edicem :))
başımı ellerimin arasına alarak,ürkek,korkak ve yavaşça geçiyorum aranızdan..dilimde Tori Amos'dan bi hayat..sırf şu düşünemeyişlerinize inat!!üzgünüm aynı zamanda olmaktan,iyi niyetimi paylaşmaktan..tuhaf!!!

Ynt: Hayko Cepkin
« Yanıtla #22 : 26 Mart 2006 - 15:34:23 »

Evren

  • Ziyaretçi
Overall ' de   dinledim   canlı .   güzel  parçaları war..

Ynt: Hayko Cepkin
« Yanıtla #23 : 27 Mart 2006 - 13:55:31 »

Çevrimdışı gigaoz

  • Emekli Mod
  • ******
  • İleti: 1784
  • Cinsiyet: Bay
  • Armanın Peşinde Adanmış Hayatlar.
    • OZ
BG: Peki, albüm çıktıktan sonra hani, keşke vokallerin tekrar kaydını yapsaymışız dediğin oldu mu?

HC: Tabi...Hepsi için, her zaman söylüyorum. Her röportajda söylüyorum.

BG: Bence iyi ki yapmadın abi.

HC: Bilmiyorum ya...

BG: Çünkü seni canlı izlediğinde, çok farklı bir şey izliyor insanlar.

HC: Sen seyrettin mi?

BG: Balansta seyrettim...Ondan  sonra, albümü dinlediği anda da  çok farklı bir tat var. Şarkı sert bir parça olsa bile, vokalde ki o hani, bağırmak istemek ama bağıramamak vardır ya, o çok farklı bir hava katmış.

HC: Eyvallah. Yani o farklılıkta işime yaramadı değil. Albümü dinlerken, şöyle bir tat alıyoruz da, konseri dinlemek işte, daha içinden gelerek anlatıyor yorumları var hep.

BG: Demir’in ilk iki albümü gibi bir şey işte. İlk iki albümde,  farklı anlamlarda tabi de, sahnede farklı, albümde farklıydı. Peki beklediğin tepkiyi aldın mı insanlardan?

HC: Aldım aldım ... Koymak istediğim her şeyi koydum yani ben şu anda ilk albümden tasarladığım her şey oldu. Daha fazlasını şu an beklemiyorum yani şuan için benim tamamdır yani isim konuldu. İkincide daha iyisini yapmak zorundayım yani, bu stres var başka hiç bir şey yok. Zaten hani parçalar hepsi hazır. Sadece bu sefer kaydın zaten çok iyi olmasını istiyorum. Bu birazcık ispat albümü gibiydi. Yani, yeni çıkan ilk albümlerin hepsi zaten yani, rock, alternatif müzik adına, onların hepsi ispat albümü bana göre. Şimdi Manga’da ikinci albümünü yapacak. Şu anda Manga kendini ispat etti. İkincisinde yeri sağlamlaştırmak zorunda. Ne bilim, Dejavu çıkarttı albümünü, Dejavu ismini şu anda alternatif piyasa biliyor ama, ikincisinde kendini yani sıvayı tamamlamak zorunda. Benim içinde aynı şey geçerli, onun  için daha iyisi olmak zorunda. En azından, sound olarak. Onun peşindeyim ben

BG: Peki, sıvayı yumuşak mi tamamlayacaksın abi, sert mi tamamlayacaksın? (gülüşmeler)

HC: Sert, bayağı sert yani Dediğim gibi ispattı bu, şimdi mesela diğer firmalara gittiğin zaman, bu albümü dinlediklerinde, büyük ihtimalle kabul etmezlerdi. Bir kaç öyle denemem oldu yarım yamalak. Şimdi hızı seviyorum işte, çabuk, her şey çabuk konuşulacak, yani sürüncemede bırakmayı sevmiyorum. -Alo abi böle böle bir şey var, ilgilenir misin? -Abi süper ya, sen böyle bir şey mi yaptın, tamam getir çabuk falan, off tamam adam hemen cevabı verdi kapattım. Ertesi gün, -abi ben getiriyorum, -tamam moruk, şimdi ben müsait değilim, sana mail adresimi yolluyorum, şeyi yolluyorum, oraya şey yap. İş uzadı;-tamam abi ..tak! orayı bir daha aramıyorum. Çünkü ben bu işe çok inanan adamla çalışmak istedim. Benim yapmak istediğim şey başka bir şey.  Ben sırf performans ya da müzik peşinde koşturan bir herif değilim yani, ben bunu görsel sanat boyutuna getiricem, ben bunu teatral hale getiricem. İnsanlar bir tiyatro seyredecekler. Bunu, ikinci albümde eğer o kuvvete erişebilirsem, objelerde kullanıcam sahnede ama, objeler, herkesin standart yaptığı, ir kaç tane koltuk koyuyorlar ya böyle, salon gibi yapıyorlar şimdi, öyle bir şey değil. Acayip görsel, bir sürü adamın içeri girip çıktığı, dans etmeyecekler yani dansta değil, objeler, şimdi objeleri söylemicem çünkü, kullanıcam onları günü geldiğinde.

BG: Bir çatı sahnesi güzel olur aslında

HC. Çatı için çatı lazım (gülüşmeler)

BG: Mesela hani, sanki öyleymiş gibi duran arkaya bir tane dekor, ön tarafa da bir tane dekor

HC: İşte mesela, aynı, parçaları yaptığın zaman belirli konseptler var kafanda, hep girip çıkan şeyler lazım. Mesela ne bilim, sahneye boyanıp çıksam, bazı şarkılar var onlar slowlar yani, anlatımı başka. O boyayla, o anlatımı veremem. Onun için, olayın girip çıkması gerekiyor. Bunu nasıl yapmam gerekiyor diye düşündüm ve buldum yani, onu yapıcam.  Onun konseptleri hazır kafamda. Dediğim gibi b ispat aşamasıydı ve ben bunu ispat ettim. Büyük daha büyük firmalarla yani daha böyle promosyonu sağlam, seni patlatıvak firmalarla çalışacak olsaydım, büyük ihtimalle şuan sahnede yaptığım şeyden tut, gerekse röportajlarda konuştuğum şeylerin bir çoğunu yapamıyor olacaktım. Abi onu söyleme hani standart klişeler var ya; abi çilekeşi seviyorum. Söyleme, hani genel olarak böyle bir şey vardır hani, yeni çıkmış başkalarını söylemen sanki sana albüm satışından kaybettiriyormuş fikri var insanlarda. Bana göre yanlış. Ben tam tersi bir yumruk olunması kanaatindeyim. Ki; biz şuanda öyle takılıyoruz yani bütün ekipler.

BG: Ben şeye inanıyorum, şuanda bu rock müzikte güzel gidişin, hiç bir firmanın rock müziğin ne olduğunu bilmemelerine bağlıyorum. Herkese izin veriyorlar, naparsan yap biz bunu basıcaz gibi...izin veriyorlar.

HC: Yani, şimdi, şimdi şey uyanmaya başladılar. Ulan biraz sound’u bak, hafiften oynarsak biraz bak nasıl satıyor. Mesela örnekler var. Ona başladılar. Kendileri bilir, biz yolu koyduk. Biz kendimizi gösterdik. Sahne sound’umuz mu, gerçek sound’umuz mu, ikincide bunları yapmanın sözünü aldık, şimdi büyük firmalar oluyor yani biz seni satın alalım şeklinde. Satın alsa bile artık malzemenin bu olduğunu bilerek satın alacak. Benim sound’umla oynayamaz ya da aranjemle oynayamaz, ya da duruşu, çünkü abuk subuk aranje bölümleri var, parça başka bir yerden başka bir yere gidiyor. Ona göre, kafa karıştırıcı bir durum bu. Bana göre çok uçuk yani ben seviyorum. Malzemenin ne olduğunu artık bilerek satın almaya başlayacaklar. Biz kendimizi ispat ettik, ispat edemeyip onların eline düşenler, sound’la oynattırıyor. Yapacak bir şeyleri yok. O konuda kendimi çok şanslı hissediyorum. Yapmak istediğimi yaptım yani. Hayvan gibide takılacam yani.


₯___ώ ћ € я € ע € я     |      μ á Y    я ٥ á μ___₯

Ynt: Hayko Cepkin
« Yanıtla #24 : 27 Mart 2006 - 13:57:10 »

Çevrimdışı gigaoz

  • Emekli Mod
  • ******
  • İleti: 1784
  • Cinsiyet: Bay
  • Armanın Peşinde Adanmış Hayatlar.
    • OZ
BG: Şimdi, gelecekte yapacaklarından biraz bahsettin de, başka şeyler var mı? Böyle hani aman bu olsa (gülüşmeler)

HC: Film müziği. Yapacam onu. OOo çok sayko bir film çekilirse eğer, o tarz abuk subuk bir müzik yapmak istiyorum yani. “....” gibi bir film ya da fantastik bir film. Korku olabilir, korku acayip işim.

BG: Türkiye’de fantastik film yatar gibi geliyor bana

HC: Yatar abi, zaten o filmde, sinemada oynatılacak olursa, bir ya da iki hafta tanırım ben şahsen, ama olsun bence kült olur. Ben kült peşindeyim yani.

BG: 1940 yılında yapılmış bir film var, Amerikan filmi, yani Türkiye’de öyle bir film daha yapılmadı mesela.

HC: Abi, yapılabilir aslında da, bence yine aynı hikayeler. Nasılsa, sinemada gösterimi olmicak ve bunun masrafını bile çıkaramayacağız, ve basında desteklemeyecek o filmi mesela.

BG: Abi, şey mi istiyorsun peki, Demir’in yaptığı gibi Gelibolu için, kendi tarzından farklı bir şey mi yapmak istiyorsun? Yoksa kendi tadını mı katmak istiyorsun?

HC: Büyük ihtimalle zaten, kendi tadında bir şey olacak. Onun değişeceğini sanmıyorum, çok fazla. Zaten bende korku şeyi var. Korku altyapısı hayvan gibi zaten bilgim var. Nerdeyse bütün korku filmlerinin müziği vardır bende. Hastasıyım, dinlerim sabahtan akşama kadar. Annem dinleme öyle şeyler diyor bazen. Korkuyor, odamda korkunç bir ortam oluyor tabi (gülüşmeler). Onun dışında hani elektronik ortam mesela “Pi”. Pi tarzı mesela, o filmde mesela, o müzik, insanın önce kafasını karıştırıyor ama, sonra acayip oturuyor işin içerisine, çünkü elektronik müzikte yazı, çalışırken, sample ederken bir matematiği var. Orda da matematik geçiyor aslında. Çok acayip, birbirine yapışık bir ortam var orda. O tarz böyle zıtlıkların peşindeyim. Yani ne kadar olur öyle bir şey bilmiyorum da,..

BG: Türkiye’de olmazda belki, yurtdışında şey olabilir. Avrupa filmlerinden olabilir.

HC: Yurtdışı...yani şu an için ay ay yani, yurtdışı... ne hayalim var yurtdışı için, ne bir çabam var yani, ne de İngilizce bir albüm yapalım da açılalım kafası, saçma sapan...bana saçma geliyor

BG: Onun için demedim, sadece şu film olayı için dedim. Avrupa filmlerinden olabilir öyle şeyler?

HC: Öyle şeyler olur. Yani ama işte oradan bir şeyler gelmesi lazım yani biz, böyle oralara ulaşabileceğimizi sanmıyorum. Öyle bir gücümüz yok. Bir Fatih Akın hikayesi var abi mesela, Replikas, olayın içerisine öyle girdi. Bence güzel bir hareket, çok iyi bir hareket. Şimdi Replikas’ı, bu kadar albüm duruma var İstanbul’da biliniyorlar ama, Türkiye’nin yüzde sekseni bilmiyor mesela Replikas gerçeğini. Ben iyimser bakıyorum olaya ama, bu tarz böyle yenilikçi ve olayı takip eden adamlar, ordan yakalamış mesela Replikas’ı , bence canavar bir durum bu. Bizim içinde aynı şey geçerli olacak ki; ben o da tamam hadi track olarak bir parça  yapmakta ok de ben daha çok, işin orkestrasyon kısmıyla hani ilgilenmek istiyorum. Çok büyük bir külfet açıkçası da, çok korkutucu aslında şekillenen, çünkü 90 dakika, 120 dakikaya, seyredip seyredip böle partisyon düşürmek bence deli işi yani, bayağı bir deli işi.

BG: Bir şey soruca yine bu gelecekle alakalı. Benim hep şey hayalim vardı. Bu, hatta Bursa konserinde iyice bir fetiş haline de dönmüş olabilir yani. Demir Demirkan’ın dvd siydi. Senin performansını da izleyince de, daha çok senin istedim açıkçası. Çünkü, bir dvd alırsın, canlı performanstır hani, çalarlar gider, ama seninki öyle bir şey değil yani, sen orda çalarken, ben de hissediyorum senin çaldığını yani. Senin böyle bir düşündüğün var mı?

HC: Var. Dvd olayı var. Şu anda yani dvd, konser dvd si yapma projesi var. Bu bana çok lazım zaten şu anda. Ben bu anlattığım şeyleri ispat etme şeyini ancak, o şehirlere gittiğim zaman , o seyirciyle karşılaştığım zaman elde edebiliyorum. Onun dışında sadece hani konuşmada kalıyor. Yani, televizyonda konuşuyorum, gazetede yazıyor, adam görmedikten sonra, eee diyor yani.... Görene kadar kimse inanmaz abi yani böyle bir duruma gelmiş durumdayız abi.

BG: Hatta şey oluyor, seninle röportaj yapıyorlar, gazetede yarısı sadece aşktan, bir paragraf müzikte bahseden röportajlar oluyor.

HC: Sanırım, Akşam gazetesinden bahsediyorsun. Atilla Aydoğdu. O kendi içinde, o beni başka bir yere koydu o adam onun için , mesela resimde vardı ya benim, kapak kendisi bir de uzaylı var. Böle bir, onun kafasında, başka bir yerdeyim ben. Mesela bende o röportajda anlattım mesela, aşkla alakam yok. Sadece, öfkeden almaya çalışıyorum enerjimi çünkü, harbi çok, kendimi iyi hissederken iyi şeyler olmuyor. Bu bende fix. Sinirlenmem lazım benim yani, bir şeyi düzeltmem için, sinirlenmem öfkelenmem gerekiyor. En ufak örnek abi mesela, kavanozun kapağını açacaksın, açarım, abi açamıyorum...”s... ulan” dediğim zaman açabiliyorum. Anladın mı yani. Yani o “waooo” çıktığı zaman ancak bende o güç var. Onu seviyorum bir kere. Hani insanlar diyor, öfke, insana zarar verir. Kalbinin ömrünü azaltır. Stres gebertir seni, bana güç veriyor, ben öyle hissediyorum. O nu da kullanmayı seviyorum. Neyse dvd işi, şu anda yapmak istediğimiz bir şey aslında ama, normalde hani firmayla yapılan bir şey bu.

BG: Şeyden sonra mı mesela, hani sahnede bir aksiyonlar düşündün ya, sanatlar şeyler falan, o öğeler çıktıktan sonra mı yapmayı planlıyorsun?

HC: Yok, şimdide yapmayı planlıyorum aslında. Ama bunun için bütçe lazım.

BG: Yapacak firma lazım...

HC: Yani, şimdi bir adam gelecek beş kamera, tesisatını kuracak, kanal kayıt alacak bilmem ne, beş kişi çalışacak, onun parası var bilmem nesi var. Şu anda... Gözüken o ki; onun masrafını benim karşılamam gerekiyor.

BG: Amatör arkadaşları hiç düşündün mü?

HC: O da var ama hani iyi bir şey olmasını ok istiyorum. Profesyonel dediğimiz adam ne kadar çekecek onu da bilmiyorum.  O da kendi içinde sansasyon. Zaten biz...

BG: Gripin’nin boşver klibinden de görülebilir, yayınlanmadan (gülüşmeler).

HC: Bizim zaten, bütün çalışma şeyimiz, hep kendi eş dost muhabbetimizden oldu. Yani, şu fotoğraf çekimlerinden tut, fotoğrafları zaten. Benim gitaristim Umut, zaten profesyonel fotoğrafçı adam .Stüdyoda çalışan fotoğrafçı. Onları o çekti. Grafik tasarımını işte, Alamet-i Farika’da çalışan Koray, benim senelerdir arkadaşım. O tasarımını ben yapıcam. Hiç karışma dedi. O öyle oldu. Karışmadan olmadı tabi, çünkü ben hep kendime ait şeyleri istiyorum bu işte. Ondan sonra, hep eş dost muhabbeti, yürek işi böyle, bu işe inanmayan abi..güle güle...muhabbetinden, zaten hep öyle bir konsept. Dvd çekecek adamın bile, buna çok fazla inanıp, hani; bu herifin bu triplerini ben seviyorum, yakalamak istiyorum diye düşünür, o hırsla yaklaşmasını istiyorum açıkçası.

BG: Keşke kamera kullansam (gülüşmeler).

HC: Hani ben mesela, bir sürü şeyle paslaşıyoruz mesela, üniversite de, sinema televizyonda, kısa film çeken arkadaşlarla, mesela film müzikleri olduğunda, abi yapa mısın, para veremeyiz... ulan diyorum para söylenir mi. Ben burda, kendi mastürbasyonumu yapıyorum, sen de kendi mastürbasyonunu yapmışsın, ikisini birleştirip bir şey oluşturacağız yani. Öyle bir sürü şey yaptım mesela. Bir tanesi yarışmaya katıldı, ikinci oldu. Bana hediye olarak sadece, filmle, alt yapısını, yani müzikleri komple birleştirip, al işte getirdik dediler. Ohh dedim süper, yani ben başka bir şey beklemiyorum ki senden. Bende aslında orda kendimi çalıştırıyorum. Hep öyle testlerle yaptım aslında mesela, Aylin’in şimdi ilk albümü basıldı mesela, beş altı sene evvel yaptığım bir şey aslında o benim. Evde, akapellasını alıpta, bir gecede iki tane remix yaptığım bir projeydi. Aylin ile tanışma sebebim o beni mesela. Sonra, Kurban’a yaptığım remixler, Öztürk’e yaptığım remixler. Bir çoğu zaten, piyasada bilinmiyor, internette dolanıyor ortalıkta ama ben keyfine, sadece kendimi eğitmek için yaptım yani. Benim hoşuma gidiyor.

BG: Bu seni şey yapıyor. Beslemesi lazım zaten bunların...

HC: Mis gibi abi, takılıyorum ben. Armoni bilgimi de ben aynı zamanda sınıyorum orda, çünkü yatığım şey, diğer alt yapısıyla alakası olmayan bir şey, vokal melodisi aynı, ama armonisi başka yani, nasıl oluyor ki,aynı melodi ama altı bambaşka ama yapılıyor işte, çekebiliyorsan, armoni bilgin varsa onu oynarsın.

BG: Abi senden son söz istemicem

HC: Abi ne güzel...

BG: Teşekkür ediyorum sana

HC: Mersi..


₯___ώ ћ € я € ע € я     |      μ á Y    я ٥ á μ___₯

Ynt: Hayko Cepkin
« Yanıtla #25 : 05 Nisan 2006 - 09:28:07 »

Çevrimdışı GÖKmen

  • Bizden Biri
  • *****
  • İleti: 1413
  • Cinsiyet: Bay
şarkılarına bişi diyemem ama canlı performansınıpek beğenmedim....

ben ilk  kez  geçen sene - Overall'da  canlı  performans  dinledim. tuttum  şarkılarını,  ondan sonra  albümünü  aldım ., ddeğişik  ve güzel bi  yorumu  var..

Ynt: Hayko Cepkin
« Yanıtla #26 : 05 Nisan 2006 - 13:32:35 »

Çevrimdışı ozlemTekinnn

  • İl Temsilcisi
  • ***
  • İleti: 204
  • Cinsiyet: Bayan
  • ESKİŞEHİR TEMSİLCİSİ
ben söyleşinin devamı için teşekkür falan ederim.albümü dinleyin arkadaşlar..bu ses bu yorum süper..

''kim bulduysa yokum dedim..''
başımı ellerimin arasına alarak,ürkek,korkak ve yavaşça geçiyorum aranızdan..dilimde Tori Amos'dan bi hayat..sırf şu düşünemeyişlerinize inat!!üzgünüm aynı zamanda olmaktan,iyi niyetimi paylaşmaktan..tuhaf!!!

Ynt: Hayko Cepkin
« Yanıtla #27 : 20 Nisan 2006 - 22:34:27 »

Çevrimdışı GÖKmen

  • Bizden Biri
  • *****
  • İleti: 1413
  • Cinsiyet: Bay
Hayko  22 nisan cmrtesi Ankara Backstage'de  21:00' de  :duyuru: eski club48, buz  falan filan  şimdide backstage  olmuş, tunalının  sonunda  bu yer   gitceklerr..giriş  10ytl ilk içki dahil
« Son Düzenleme: 20 Nisan 2006 - 22:38:33 Gönderen: GÖKmen »

Ynt: Hayko Cepkin
« Yanıtla #28 : 21 Nisan 2006 - 17:18:20 »

Çevrimdışı Q_ZEN

  • Emekli Mod
  • ******
  • İleti: 3070
  • Cinsiyet: Bay
vallah çok güzel bi haber artı fiyatta neredeyse beleşmiş, hemide ilk içki de dahil :hööö:
amma gelgörki gidemem orası ayrı bi sıkıntı...
hayko yu artı o gece dorian da varmıs ikisinide canlı dinlemeyi çok isterdim, hemde bu kadar uygun fiyata... :D
hey gidi günler… göz yaşım sel

Ynt: Hayko Cepkin
« Yanıtla #29 : 08 Haziran 2006 - 07:26:17 »

R_V_N

  • Ziyaretçi
şu an albümlerini full dinliorum .. cidden bu kadar i olduğunu tahmin etmemiştim. çoğu kişiden  daha ii albüm yapmışlar..
şarkılar  çok güsel yaw.. helal  olsun yaw..şimdiye kadar nasıl bulamamışım albümü .. sık sık dinleyeceğimi düşünüorum artık..