Fadik Sevin Atasoy - Hafta Sonu Dergisi (Filmle ilgili kısım röportaj)
Film çekimi için Bodrum’dasınız... Teklif nasıl geldi, kabul ediş sürecini ve sonrasını anlatır mısınız?
- Los Angeles’ta bir gün aklıma bir melodi takıldı. Melodiyi mırıldanıyorum ama ne olduğunu hatırmıyorum. Sonra buldum. Jane Campion’un “Piano” filminin müziğiydi. Youtube’a girdim, onu izlemeye başladım. ıçimden “Bir rol olsa da piyano çalmayı öğrensem” dedim. Üç gün sonra Los Angeles’ta yaşayan bir arkadaşım aradı. Yönetmen Nezih Ünen’in beni aradığını, hazırlığını yaptığı filmde beni başrolde oynatmak istediğini söyledi. Rol de bir piyanistmiş. Senaryoyu gönderdiler, okudum, apar topar ıstanbul’a geldim. Bana hoca da tutmuşlar. Bu yaştan sonra piyano öğrenmeye başladım yani...
Öğrenmenin yaşı yoktur.
- Ama piyano o kadar zor bir enstrüman ki... Konservatuardan dolayı biraz nota deşifre ediyordum ama anladım ki bu hakikaten çok zor bir iş. Başlı başına bir yolculuk. şimdi oteldeki odamda da bir piyanom var. Çekim aralarında piyano çalıyorum. Ama yan odada kalan bir yönetmen arkadaşım şikâyet etmiş. Piyanonun hoparlörü söküldü, şimdi kulaklıkla devam ediyorum.
Filmdeki rolünüzden bahseder misiniz?
- Bahar karakterini oynuyorum. Bahar, sakin, iç dünyasında yaşayan bir karakter. Onu çok sevdim. Ben role değil, rol bana bir şeyler katıyor bu sefer.
tamamı için;
http://www.hurriyet.com.tr/magazin/magazinhatti/16366193.asp?gid=222