Müzik > Türkçe Rock

Yavuz Çetin

(1/7) > >>

wernoa:


Yavuz Çetin, Samsun'da hayata merhaba dediği 1970 yılından hayata veda ettiği 2001 yılına kadar olan kısa hayatına çok şeyler sığdırmayı başarabilmiş bir müzisyen. Babası Erdal Çetin'in mesleği nedeniyle Türkiye'nin pekçok yerini gezme fırsatı bulmuştur. 80'lerin ortasında ilk kez akustik gitar kullanmaya başlamış ve çoğumuzun ergenlik sivilceleriyle uğraştığı yaşlarda Hey dergisinin düzenlediği yarışmada "We cry" isimli çalışmasıyla birinciliği kazanarak profesyonel müzik hayatına ilk adımlarını atmıştır. Lisenin ardından öğrenimine Marmara Üniversitesi Müzik bölümüne girerek devam eder. Bu arada "Hard Time Messengers", "102 sayfa" guruplarıyla geçen dönemin ardından Labirent gurubuyla çalışmaya başlar. Labirent, Yıldız Üniversitesi'nin düzenlediği bir yarışmada birinciliği kazanır. Bu dönemde Teomanla birlikte "Ajan" gurubunda da çalmıştır. Ancak Çetin, okul dışı çalışmaları nedeniyle üniversiteyi bırakır. 1991 yılında Kerim Çaplı, Sunay Akın ve Batuhan Mutlugil'le "Blue Blues Band" gurubunu kurar. Çetin'in daha sonraki müzik yaşamında da etkilerini her zaman gösteren 70'lerin Rock ve Blues parçalarının Cover tarzı çalışmalarının yapıldığı gurupta elektro gitar çalmanın yanında vokal de yapar. 1992 yılında Didem Çetin'le evlenir.

1996'da MFÖ ile çalışmaya başlamasıyla birlikte reklam müziklerinden ünlü şanatçıların albümlerine kadar pek çok tanınmış eserin altına imzasını atar. Turgut Berkes, İzel, Göksel, Soner Arıca, Kıraç gibi sanatçıların parçalarına gitarıyla eşlik etmiştir. Göksel'in "Sabır" isimli parçasında Türkiye'de "Talkbox" tekniğini kullanan ilk sanatçı olmuştur. Bu süre boyunca MFÖ'nün hemen tüm konserlerine gitarıyla eşlik ederken ilk albümünün çalışmalarına da başlar. Oğlu Yavuzcan'ın doğumundan kısa süre sonra 1996'da eşi Didem Çetin'den ayrılır. Bu ayrılığın, hayatının geri kalan kısmında kendisini olumsuz etkilediği yakın dostları tarafından belirtilmiştir. 1997 yılında "İlk" ismini verdiği albümünü çıkarır. Albümde yer alan ve Erkan Oğur'la birlikte çaldıkları enstrumantal parça "Dünya", "Propaganda" filminde de kullanılır.

1997-2000 arası dönemde hem MFÖ konserlerinde hem de kendi kurduğu "Yavuz Çetin Group"la bar çalışmalarına devam eder. 2000 yılında TMC ile yaptığı anlaşmayla beraber ikinci albümünün çalışmalarına başlar. Tamamıyla kendi eseri olan bu albümün çıkmasına günler kala 15 Ağustos 2001'de kendi tercihiyle hayata veda eder. "Satılık" ismini taşıyan ikinci ve son albümü ölümünden sonra 2 aylık bir gecikmeyle Kasım 2001'de TMC tarafından piyasaya çıkarılır. TMC'nin çeşitli kaynaklardan derlediği görüntülerle albümdeki parçalardan "Cherokee", "Yaşamak İstemem" ve "Oyuncak Dünya"ya montaj yapılarak klipleri çekilir..

Yavuz Çetin'in müziksel yetenekleri özellikle popüler medya tarafından yaşamında değil de intiharıyla gündeme gelmiştir çoğunlukla. Bunda da yeteneklerinden çok hastanedeki günleri, neden intihar ettiği, cenazesinde neler olduğu gibi spekülasyona yönelik konular tartışılmıştır. Müzisyen kimliği ne hayatında ne de ölümünden sonra ne yazık ki çok fazla yer bulamamıştır bu tartışmalarda. Halbuki incelenecek, örnek alınabilecek pek çok özelliğe sahip biriydi. Yavuz Çetin için söylenebilecek en önemli şeylerden biri O'nun Türkiye'nin ilk Blues sanatçısı olduğudur sanıyorum. Talkbox gibi Dünya müziği için olmasa da Türkiye için çok yeni sayılan bir teknikle Türk müzik severleri tanıştırmış, sadece çalıp söylemekle kalmayıp, beste yapan, söz yazan, gitar dışındaki müzik aletlerine de yabancı olmayan gerçek anlamda kendini iyi donatmış bir sanatçıydı kısacası. Kısa bir hayata sığmış çok şey demiştim ama belki de bu bize göre çoktu. Kendi yetenekleriyle yapmayı planladığı çok daha fazla şey vardı muhtemelen. Yavuz Çetin, Türkiye'de sanatçıya olan bakış açımızı da çok net ortaya koyan bir fenomendir belki de. Bugün TV'lerde izlediğimiz(!) ve neyi neden yaptıklarına anlam veremediğimiz pek çok yetenek yoksunun arasında asıl yetenekleri nasıl göz ardı ederek bitirdiğimizin de acı bir örneği. Nedense bizim için insanların yaptığı işlerin kalitesi değil özel hayatlarının skandallara olan elverişliliği daha önemli.

Yavuz Çetin'le ilgili bence en önemli site http://www.yavuzcetin.com yarı resmi sayılabilecek sitede sanatçıyla ilgili fazla detaylı olmayan bilgilere ulaşmak mümkün.

Yavuz Çetin'in ilk albümünde yer alan "Kimse Bilemez"in sözleri;

Kimse bilemez su gibi akar hayat.
İnsanlar değişir, yüzler değişir.
Kimi zaman beni korkutuyor
İçimdeki dünya..kimse bilemez.
Kimse bilemez nasıl hissettiğimi.
Kimse bilemez neler düşlediğimi.
Yalnızca sen duyarsın sesimi
Çok uzaklarda..
Yaşadığım herşey benim için bile sır
Kimse bilemez.
Kim gerçek, kim hayal..
Kim oyun oynuyor...kimse bilemez.
Güzel olan herşey neden çabuk biter
Güzel olan herşey neden çabuk biter.

http://www.turkrock.com'dan alınmıştır. :-({|=

cyberjack:
teşekkürler güzel bir yazı

güzel bir insan

sinem:
> çok seviyorum yavuz çetin'i..her hafta mutlaka dinliorum özellikle Satılık albümünü..ilk ve son da ii ama..

wernoa:
> satılık çok iyi; bknz hala arkadaşımda, almadım daa.. :)

promil:
türkiye'deki gelmiş geçmiş en iyi müzisyenlerden olan, değeri geç farkedilmiş, medyanın kirli oyunlarından, buralardan "gittikten" sonra nasibini almış mükemmel bir insanbirilerinin değeri neden öldükten sonra anlaşılıyor bu ülkede? yada hiç anlaşılmıyor
onun gibisi tekrar gelir mi bilmiyorum
ama hep "burası Türkiye" diyoruz ya gelsede yine değeri bilinmezdi gibime geliyor
sen ölümü seçtin, kurtuldun belki. ama ben hala ait olmadığımı düşündüğüm bu dünyada biçok olumsuzluğa karşı yaşamaya devam ediyorum. tabi benimkine yaşamak denirse

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

Tam sürüme git