Gönderen Konu: Milliyet Sanat Röportajı (Temmuz 2002)  (Okunma sayısı 1891 defa)

Milliyet Sanat Röportajı (Temmuz 2002)
« : 29 Haziran 2005 - 19:23:36 »

Çevrimdışı wernoa

  • Yepyeni Üye
  • *
  • İleti: 0
  • psychopath
    • http://www.ozlemtekin.biz
Ufacık tefecik bir can, gözleri mercan ya da afacan kız çocuğu. Ufacık tefecik ama öyle fazla enerjisi var ki röportaj sonunda biz yorgun düşüyoruz o ise hoplaya zıplaya başka bi çekime gidiyor. 'Deli kız ' ya, ne olacak ki? Durmadan yeni albümü TEK BAŞIMA hakkında konuşmak istiyor Özlem Tekin. Konuşsun valla, eğlenceli oluyor. Tıpkı albümünü dinlemek gibi. Bu sefer değişik bir tarz Özlem Tekin ve albümü var. Yakında konserlere başlayacak. Eminem, Pink ve No Doubt cover'ları için hazırlıklar tam gaz. 5. albüm sanki hip-hop olacak gibi. Ama önce bunun tadına bakın...

-Nasıl gidiyor albüm, tepkiler nasıl?
Çok iyi gidiyor, bunu bekliyorduk. Hop diye satacak bir albüm değil ama 2-3 ayda çok iyi tirajlara ulaşacak. Zaten bu albümü ilaç olsun diye yaptım birazcıkta...

-Kime ilaç olacak?
Ruhlara. Albümü dilediğin zaman yüreğine su serpilmiş gibi bir şey oluyor. Ferahlatıyor, frekansı yukarı çıkartıyor. Daha önceki albümlerin biraz daha yorucu, dikkat isteyen bir formu vardı. Bu daha dipten, derinden, soft ama her hücreye hitap edebilecek cins bir müzik.

-Sound'unuzu değiştirmişsiniz. İnsanlar sizi rock'çı olarak tanıdı ama "Laubali" albümünde biraz daha Doğuluydu müzik. Bu albümde elektronik, techno, trans, hip-hop var. Ne oldu?
"Laubali"yi pek fazla kendi albümüm gibi göremiyorum. Çünkü onda sadece 2 bestem var. Aslında o, artık albüm yapmam lazım denen bir dönemde yapıldı. Ben ondan sonra 'Aa, bu iş böyle yapılmaz ki,' oldum. Onun içinde çok fazla kendi albümüm gibi göremiyorum. Doğu-Batı sentezinden de pek fazla hoşlanmıyorum. O zaman da hoşlanmıyordum ama mahsuru yoktu. Şu anda ciddi boyutta mahsuru var, dinleyemiyorum yani. Hatta şu aralar Türkçe pop müziği de Arap müziği olarak duymaya başladım ve çok sinirleniyorum. Türk müziği böyle birşey değil zaten. Mısır müziği gibi, herkes beline bir şey bağlayıp oynamaya başlamasın.

-Aslında "Öz" albümünüzde elektronik müziğin sinyallerini vermiştiniz ama gerisi ancak şimdi geldi.
Evet. Tabii ki belli bir tarafa yönelen bir beğenim var, yurt dışında ne çıkarsa beğeniyorum diye bir şey yok. Akımlardan bana yakın olanı seçiyorum her dönem için. "Öz" elektronik bir albümdü, ağır bir albümdü, biraz depresifti, bu öyle değil. Bunda hemen hepsi var. R&B, hip-hop ve techno trans. Bayılıyorum ben ,ooohhh! Hip-hop'tan da yanayım, bayağı da dinlemeye başladım. Aslında rock background olunca fazla kökenim yok ama iyi bir müzisyenim, ne yapıldığını anlayabiliyorum. Eğitimim de var, kaçmaz yani kulağımdan. Severek dinlediğim için onu da yansıttım albümde.

-Background rock olunca bu seni zorlamadı mı?
Rock müzikten değişik bir şekilde yaşamayı öğrendim, müziği ise konservatuarda... O tip yaşam insanı mücadeleci yapıyor hem daha rahat hale getiriyor hem de daha cesur. Ne bileyim, herkesle birlikte hareket etme modunda olmayınca insan kendini buluyor gerçekten. Belki, rock background nedeniyle diğer türlere kolay adapte olabiliyorum. Mesela, ben hep sert tarafa kayıyorum, hep daha sert müzik yapmak istiyorum. Pop yaparken bile... Yumuşak bir şarkı, söylerken yetmiyor bana.

-Albüm genel itibarıyla aşka ve yalnızlığa dair gibi. Ne oldu size?
Aslında daha çok ilişkiler üzerine... Ben bile böyle bir şey yapabildiğime inanmıyorum. Hiç aklımın ucundan geçmezdi. İlk albümde ne zorlamıştım kendimi, bir aşk şarkımız yok koyalım diye. Yazdım bir tane ama olmadı. Birden öyle nur indi. Aşk gibi değil, daha çok ilişki... Karşı cinsle olan ya da kendi içindeki fırtınaları, karşı taraftan beklediğin ama bulamadığın şeyleri anlatıyor. Öyle oldu, ben de engellemedim, demek ki onu anlatmak istemişim, diyecek birşeyler varmış.

-İlişkilerden açılmışken "adamlar" için pek hayırlı şeyler söylemiyorsun. "Olduğu gibi görünecek cesur adam nerede?" mesela.
Ben aradım yok. Kim çözebilmiş ki erkekleri? Zaten onlar da kadınları anlamıyor. Bir acayip ya... Biz şehir kadınları değiştik, geliştirdik kendimizi. Annelerimize, anneannelerimize benzemiyoruz ama onlar dedelerine benziyorlar. Kendilerini geliştirmiyorlar, korkularını bastırmak için agresif hareketler yapıyorlar. Ben üzülüyorum. Kafalarında bir şey var, vıdı vıdı konuşup duruyorlar. Kendilerine işkence ediyorlar, şöyle bir rahat yaşamıyorlar. Anneler de adam gibi yetiştirmemişler, hem kocalarından şikayet ediyorlar hem de erkek çocuklarını aynı büyütüyorlar. Anneler toparlansın. Biz öğrendik valla.

-"Dağları Deldim" şarkısındaki "Magazin malı güllü dallı motorlar" kim ola ki?
Bir çeşit kadın var, anneleri öyle yetiştiriyor onları, güzel görün, ağır görün, git zengin koca kap! Daha 18 yaşında, çok acayip. Garibime gidiyor görünce. Koca arayan bir kadın modeli var meslek olarak. Ben de bunu söyledim. Adamlar da bütün kadınları böyle sanıyorlar. Orada bozuluyorum işte! Eyvah aşık olacağım, eyvah evlenmek istiyor diye korkuyorlar. Yürü be! Benim işim olmaz, sen istesen de ben istemem. Hİp-hop'un özelliği bu, hip-hop için bu sözler az bile ,normalde küfür ediliyor ama ben etmeyeyim.

-Albümde sürekli bir tek başınalık durumu var, çok mu yalnızsın?
Kim yalnız kalmaktan korkar, kendini sevmeyen insan. Ödü kopar, işten eve döner dönmez bir saat bile oturamaz, hemen arkadaşlarını toplar eve. Ben var ya, gitsinler diye gözlerinin içine bakıyorum.

-Ayıp ama...
Biliyorlar ama. Çok severim ben yalnız kalmayı, oh be, insan kendini bulur! Günlük hayatını yalnız programlayabilmek, işte budur yaşamak. Bir köpeğim vardı onu da aldılar elimden.

-Müzik eğitiminizin müzikler arasında dolaşmanızda yararı var mı?
Vardır, bugün benim diyen aranjörden nerdeyse daha iyi armoni biliyorum. Ukalalık gibi algılanmasın, n'apayim yani. Yüksek armoni gördüm. Bir kaç sesi bir anda duyabiliyorum. Profesyonel kulakla algılayabilirim. Türk müziği yapanlar tek sesli müzik yapıyorlar. Kaç sene solfej dersi gördüm, şarkı söylerken entonasyonum bozulmaz. Klarnet okudum, piyano dersi gördüm, gitarı kendim öğrendim. Her türlü müziği algılayıp yapabilmemde tabi çok faydası var. Eğitim gerekmiyor diyenlerden değilim. Ayrıca tükenmem.

-Peki bu çocuk sesi vokali nedir?
Bir bağırma, bir çığlık çığlığa durumu vardı. Fakat onun yeri kalmadı dünyada; bağıran kadın şarkıcı kalmadı. Demode oldu. Ben de aynı şekilde şarkı söylemekten sıkıldım. Ama buna paralel giden çok şey var; dinlediğim ve beğendiğim şarkılar o tarafa yönelince kendim de beğendiğim şeyi yapıyorum. Madonna da, Kylie Minaouge da bağırmıyor. Björk bile bağırmıyor. Böyle bir dizayn var, biz de öyle yaptık. O çocuk sesi, şarkıların sözleriyle ilgili. Ben mesela neden iyi bir şarkıcıyım? Çünkü söylediğim kelimenin ne olduğuna çok önem veriyorum.

-Albümün kartonetinde sözler konuşma diliyle yazılmış. Türkolji profesörü baban bu duruma kızmadı mı?
İzin aldım babamdan. Yazabilirsin tabii dedi. Hatta belirtmiş olursun dedi Türkçe, okunduğu gibi yazılmaz, yazıldığı gibi de okunmaz. Ayrıca şarkılar bazen çok çirkin oluyor, yazıldığı gibi okununca. Bir prosedi faciası yani onlar.


Nazan Özcan
bir kadeh şarap, bir nefes duman, bir sıcak gülüş bana yeter..

Özlem Tekin

Milliyet Sanat Röportajı (Temmuz 2002)
« : 29 Haziran 2005 - 19:23:36 »

Ynt: Milliyet Sanat Röportajı (Temmuz 2002)
« Yanıtla #1 : 17 Temmuz 2008 - 13:37:25 »

Çevrimdışı w-lion

  • Bizden Biri
  • *****
  • İleti: 1616
  • Cinsiyet: Bayan
saoll

Ynt: Milliyet Sanat Röportajı (Temmuz 2002)
« Yanıtla #2 : 21 Temmuz 2008 - 19:32:35 »

Çevrimdışı belgins

  • Deneyimli Üye
  • ***
  • İleti: 101
  • Cinsiyet: Bayan
magazin malı güllü dallı motorlar... güzel gönderme olmuş

Ynt: Milliyet Sanat Röportajı (Temmuz 2002)
« Yanıtla #3 : 29 Haziran 2009 - 23:29:34 »

Çevrimdışı tekin ali

  • Genel Moderator
  • ******
  • İleti: 8345
  • Cinsiyet: Bay
  • "kArGaLaR"
    • Facebook-Özlem Tekin
Özlem: "Hop diye satacak bir albüm değil ama 2-3 ayda çok iyi tirajlara ulaşacak. Zaten bu albümü ilaç olsun diye yaptım birazcıkta..." demiş...Acaba TEK BAŞIMA albümü ne kadarlık tiraj yapmıştı???

Ynt: Milliyet Sanat Röportajı (Temmuz 2002)
« Yanıtla #4 : 29 Haziran 2009 - 23:44:09 »

Ynt: Milliyet Sanat Röportajı (Temmuz 2002)
« Yanıtla #5 : 14 Temmuz 2010 - 10:40:31 »

Çevrimdışı tekinist_mhmt

  • Moderator
  • ******
  • İleti: 3333
  • Cinsiyet: Bay
laubaliyi kendi albümü olarak görmedigini bilmiyordum..
ama sevmedigini duymustum..
Bugün Doğanın Dengesi Yok..