Genel > VolVox

Çeyiz Sandığı

(1/4) > >>

cyberjack:
Çeyiz Sandığı
Dolmakalem

1991 ya da 1992 yılıydı. Hayatımın ilk rock konserine gitmek üzere, beni Pangaltı İnci Sineması'na götürecek belediye otobüsüne Kadıköy'den bindim. O Cumartesi Pangaltı İnci Sineması'nda ön grup olarak Volvox'u, ardından da Pentagram'ı dinleyecektik. Bizden hemen sonra Kadıköy tayfasının, daha doğrusu bizimle yaşıt Kadıköy tayfasının yakından tanıdığı Erhan; nam-ı diğer Ayı Erhan otobüse bindi. Tipimizden ve halimizden aynı konsere gittiğimizi anlamış olacak ki, hemen muhabbete girdi. Erhan doğal olarak (bilen bilir) otobüse binmek, konsere girmek gibi işlemler için bilet denilen gereksiz materyali hayatında hiç kullanmadı.

Sonunda sinemanın olduğu pasajın içindeydik. Aman Tanrım, bu ne kalabalıktı böyle! Kısa bir bekleyişten sonra içeri girdik. Burasının rock konserinin ruhuna uymayan bir salon olduğunu anlamamız çok sürmedi… Önden altıncı sıradaki koltukların oraya zar zor daldık ve böylece hayatımdaki ilk konser sahnesini de görmüş oldum. -O yıllarda 1993'lerdeki stadyum konserleri furyası henüz başlamamıştı.- Sahnede etrafı dikenli tellerle çevrilmiş 63 ekran televizyon vardı… İşte tam bu sırada Türkiye'nin ilk (belki de son) kızlardan kurulu rock ve heavy metal grubu Volvox sahneye çıktı! Vay be onlar ne güzel ablalardı! Hele Şebnem (Ferah) o kadar sağlam giyinmişti ki... Deri bir pantolon ve kolsuz bir t-shirt. Klavyedeki Özlem (Tekin) o vamp güzelliğiyle karşımızdaydı. Davulda Gül -ki adı kazınmış bageti hâlâ elimdedir- müthişti ve o dönem en sık headbang yaptığım şarkı olan "Seek and Destroy"u cover yapıyorlardı.

Başarılı bir performanstan sonra Volvox sahneden ayrıldı, ardından beklenen grup Pentagram sahnedeki yerini aldı ve yer yerinden oynadı... Birden dumanlar etrafımızı sardı ve "Powerstage" Batum tarafından dile geldi. Hakan ise kendinden geçmiş, bir yandan telleri koparacak gibi ritm atıyor, bir yandan da headbang yapıyordu. Pentagram'la birlikte sahnedeki televizyonda savaş görüntüleri, patlayan bombalar bir bir dönmeye başladı.

Salonda hava o kadar ısınmıştı ki, artık nefes bile alamayacak hale gelmiştik. Zaten ufacık bir salondu ve sigara dumanı, ter, bayılan kızlar falan derken bizim altıncı sıradaki koltuklarımız ilk sıraya terfi etmişti. Çünkü önümüzde olması gereken beş sıra koltuk artık yoktu!

Yaklaşık bir ,bir buçuk saatlik başarılı bir performansın altından sonra konser sona erdi. Boyunlarımızın bir hafta tutulacağından, ağrıyacağından habersiz, Pangaltı'yı terk ettik. Pentagram'ın o müthiş görüntülerinin yanında, havada uçuşan koltuklar da yer etmişti belleğimizde.

Güzel günlerdi.

http://www.studyoimge.com/kontrolkulesi

sinem:
> az çok kafamda canlandırabiliorum ortamı..

ilkler unutulmaz zaten :wink:

wernoa:
ewet :: "ilk"ler "özel"dir, "hiçbir zaman" "unutulmaz" :!:

sinem:
> cyber ben açayım mı özlem çeyiz sandığımı :?:  :lol:

cyberjack:
walla iyi olur açsan yollasan :)

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

Tam sürüme git