Site Üyelerine Özel > Sitenin Yapı Taşları...

Üyelerimizi Tanıyalım! Soru - Cevap (Sıradaki: Drown)

(1/20) > >>

SeRoX.v2:
Arkadaşlar, bence güzel bir format. Hem birbirimizi daha iyi tanımak için, hem de güzel bir muhabbet ortamı oluşması için. Soru-Cevap dedik ama bu farklı bir yaklaşım içeriyor. Şöyle ki,

Üyelerimiz belirli bir sıraya sokuluyor ve o kişiye 3 gün veriliyor. 3 gün boyunca o kişiye sorular soruluyor, kişi de o soruları isterse peşinen, isterse teker teker cevaplıyor. 3 gün sonrasında, diğer üyeye geçiyor ve durum devam ediyor. Örnek olması açısından kendimle başlıyorum. O yüzden 3 gün boyunca bana sorular sorabilirsiniz.

Kurallar:

1- Tek bir mesajda en fazla 3 soru sorabilirsiniz. Sorularınız cevaplandığında tekrar soru sorabilirsiniz.
2- Kişiye çok fazla özel olmadıkça her şey sorulabilir.


Örneğin;

Türkiye'nin Avrupa siyaseti hakkında ne düşünüyorsun?
Mesleğin nedir, neden bu meslekle uğraşıyorsun?
Ne okuyorsun, neden?
Sence aşkın tanımlaması nedir?
En sevdiğin yazarlar ve kitapları nedir?
Kendini nasıl tanımlarsın?
Deizm ve ateizm hakkında neler düşünüyorsun?
Herhangi bir motton var mı?
Günlük yaşamında neler yaparsın?
Nasıl giyinirsin? Yemek yapar mısın?...vs.vs.vs.

Bir dolu örnek verilebilir. Artık sizin hayal gücünüze de kalmış.

3- Kesinlikle ve kesinlikle kişilere milletiyle ilgili hiçbir ithamda bulunulmayacak?

Örneğin;

Sen ermeni misin, kürt müsün, bu musun, şu musun?....vs.

4- Kişilere her ne duygu beslerseniz besleyin, asla hakaret ve küfür edilemez. Kendinizi bu yüzden o kişiye soru sormak zorunda hissetmeyin. Es geçin.

5- Sorularla hiçbir alakası olmayan muhabbetler, ikili atışmalar kesinlikle olmayacaktır.



Şimdi bu durumda anlık liste şöyledir! Listeye eklenmek isteyenler, buraya soru sorarken belirtebilir ya da özelden mesaj atabilir. Hemen hallediriz.

1- SeRoX.v2
2- drown
3- tekinistmhmt
4- gümüş
5- FIRATESER
6-
7-
....


Evet, şimdi sorularınızı alayım.

tekinist_mhmt:
Şu an okuma ve araştırma yaptığım bir konu ile ilgili bakış açını merak ettim. İstihdam düzeylerini incelediğimizde kadınların işgücüne katılım oranı çok az. Kadının çalışma hayatındaki yeri ile ilgili fikirlerin ve düşüncelerin nelerdir? Türkiye şartlarında mobbing, cam tavan vb. sorunlarla ilgili çözüme gidebilmek için ne gibi önerilerde bulunursun? (çok abarttım sanırım soruya bak ya)

SeRoX.v2:

--- Alıntı yapılan: tekinist_mhmt - 09 Nisan 2013 - 00:57:34 ---İstihdam düzeylerini incelediğimizde kadınların işgücüne katılım oranı çok az. Kadının çalışma hayatındaki yeri ile ilgili fikirlerin ve düşüncelerin nelerdir? Türkiye şartlarında mobbing, cam tavan vb. sorunlarla ilgili çözüme gidebilmek için ne gibi önerilerde bulunursun?

--- Alıntı sonu ---

Güzel bir soru. Şaşırtıcı bir yerden geldi.

Ben bu olaya bir tarihi, biraz da sosyal evrimdeki sosyoloji gözüyle bakıyorum. Antik medeniyetler de dahil olmak üzere dünyada var olmuş birkaç medeniyet dışında kadınların sosyal hayattaki varlığı her zaman ikinci plana atılmıştır. Şu anki hayatımızın bir kökenidir bu ataerkil yapı. Bir de tabi buna fizyolojik olarak erkeğin iş gücünün daha fazla olduğunu eklersek durum daha da vahim oluyor.

Bir de işin içinde elbette teizm bakış açısı var. 3 semavi din olarak adlandırılan dinde de kadının yeri hem sosyolojik olarak hem de fizyolojik olarak "arka planda" olarak tanımlanmıştır. Kadının metalaşması da bu zamana denk gelir. Ülkemizle ilintili olduğu için söylemek gerekir ki İslamiyet öğretileri kadını daha da sosyal hayattan alıkoymuştur. Zaten tanımlamarda kadın "erkeğe hizmet" amacıyla yaratılmıştır. Hal böyleyken elbette bu tür düşüncelerden sıyrılmak ve kadına sosyal olarak eşit yaşama hakkı vermek her ülke için çeşitli kademelerde de olsa gerçekleşiyor. Normalleştirme için elbette Türkiye olarak inanılmaz gerideyiz bu anlamda.

Bir örnekle, iş hayatında tacize uğrayan kadınlar için (mobbing üzerinden değerlendirilebilir), iş sahiplerinin ve şirket teması üzerinde "kadını cinsel obje" olarak görme dürtüsü yatar. Ki genellikle, özellikle Türkiye'nin eksik yasalarına göre "kadın böyle böyle giyindi ondan taciz edildi..." denir de, "erkek eline, diline hakim olmayacak kadar ahlaksız..." denmez mesela. Bu da işte ataerkil zihniyetin bir ürünüdür.

Bu zihniyet işte yıllardan beri dünya üzerinde kadın populasyonunu erkeğin ne olursa olsun "bir adım" gerisinden gelmesi şeklinde bir sisteme oturtmuştur. Bir gün yıkılması dileğiyle.

emredogan:
Bende cevap vermek istiyorum; kadınlara yönelik olmasa da günümüzde uygulanan esnek iş saatleri kadınları iş ve sosyal hayattan uzaklaştırıyor. Klanlık dönemi sonrası asabiyetlerini (birbirleri arasındaki bağ) kaybeden topluluklarla ataerkil bir anlayış günümüze kadar uzanıyor. Hala evde işte sokakta erkeğin sözü geçerken seçimlerdeki yüzer kaçar oylarında büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Üstüne birde esnek iş saatleri bunlara bal kaymak. Böylece kadın daha az çalışmış olacak ve evde hizmetçiliğe mahkum kalacak.

tekinist_mhmt:
Cevaplar için teşekkür ederim. Ben bu başlığı sevdim. Tebrikler Serox.

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

Tam sürüme git