kendisiyle ilgili teoman ile yapılan bir röportaj..:
Teoman: “Kurt Cobain yanında çömez kalır”
“İkimiz de sürünen müzisyenlerdik” dediği bir dönemde tanışıyor, Teoman Yavuz Çetin’le. Beraber sayısız kere çalıyor, para uğruna yemek müzikleri bile yapıyorlar. Hiç bilmedikleri halde İtalyanca, Arapça şarkılar söylüyor, bolca da eğleniyorlar. Yağmurlu bir günde evine gittiğimiz Teoman şimdi Çetin’den bahsederken gözlerini uzaklara dikiyor, anlamlı bir gülümsemeyle arkadaşını anlatıyor..
- Yavuz Çetin’le ilk tanışmanızı anımsıyor musunuz?
1980’lerin sonunda tanıştım, Yavuz’la. İlk kez sahnede Mum Bar’da çalarken izledim. Çok yetenekliydi. Sonradan vokalini de çok geliştirdi.
- En çok hangi yönünü beğenirdiniz?
Gencecik bir çocuk olmasına rağmen sahnede fıstık gibi çalar, söylerdi. Çok rahattı. Şarkıcı olarak da, gitarist olarak da bizim kuşağın en yeteneklisiydi.
- Beraber nerelerde çaldınız?
O zamanlar biz sürünen müzisyenlerdik. Bodrum’da erken saatte düzenlenen yemeklerde bile çaldık.
- Ciddi misiniz?
Tabii. Hatta bir kez Akmerkez’de yemek müziği yapmamız için teklif geldi. Yavuz’a sordum “gider miyiz” diye. “Tabii” dedi. Gitar askısını unuttuğu için kemeriyle bağladı gitarını hatta. Sonra baktım, ortam hiç de beklediğimiz gibi değil. İyi bir ses düzeni beklerken bizi iki Meksikalı gibi ayağa dikmişlerdi. Ama o etrafta problem görmedi, ilgilenmedi insanlarla. “Çalalım Teoman ya, hem nasılsa kimse bizi dinlemez, bizde eğleniriz” dedi. Gidip şarap içtik, rokfor peyniri yedik güzelce. Sonra işin suyu çıktı. “Arapça çalalım” dedi, ardından “hadi, şimdi de İtalyanca”. Hiç bu dilleri bilmiyoruz tabii. Doğaçlama takılıyoruz ve söylüyoruz. Bayağı eğlenmiştik. Komik bir herifti, Yavuz.
- Takdir ettiğiniz bir özelliği?
Kimseyi takmazdı. Çok cesur bir adamdı.
- Ne anlamda bir cesaret bu bahsettiğiniz?
Ne onu beğenenleri, ne de beğenmeyenleri takardı. Kendi istediği şeyi yapıyordu sadece. Bisikletle gezmeyi severdi. Azıcık Red Kit, Asterix ve gitar severdi. Bir de harbi çocuktu. Sıskacıktı ama artistlik yapanın yüzüne de bir tane koyardı.
- Yavuz Çetin’in müziği profesyonel olarak yapmaya başladığı yıllarda grunge da patlama dönemini yaşıyordu. Ne düşündüğünü hatırlıyor musunuz?
Trendleri hiç umursamazdı. Müzikten de saymazdı. Yavuz kalitesinde ki bir müzisyen için Kurt Cobain çömez sayılır zaten.
- Egosu yüksek miydi?
Hava atmazdı ama kimseye de eyvallah çekmezdi.
- Yavuz Çetin’in albümlerini beğenir misiniz?
“Sahil” diye bir şarkısı vardı ilk albümde. Onu çok severdim.ama onun yolunun Türkiye’ye çok uygun olduğunu düşünmüyorum. İki albüm uzun süreye yayılan bir takdir kazandı. İkinci albümündeki sözleri dünyaya küsmesini anlatıyor bence. Zaten ilk albümlerde genelde ne yaptığımızı pek bilmiyoruz.ikincide biraz daha rahatlıyor.üçüncüde kendini bulabiliyorsun. Biraz daha bekleseydi...
- Yavuz Çetin şu an yaşıyor olsaydı sizin müzikal kimliğinizle ilgili ne düşünürdü?
Bilmem, ama Yavuz yaşasaydı benim yolumdan gitmezdi herhalde.
- Popülerlik anlamında mı söylüyorsunuz?
Ben daha şarkı formunda takılıyorum. O ise çalmak üzerine yoğunlaşırdı. Canı ne istiyosa onu çalardı.
- Zaman zaman aklınıza geldiği oluyor mu?
Batu abi’yle ya da Sunay’la buluştuğumuz zaman aklımıza geliyor. Garip. Bize sanki yaşıyor gibi geliyor.
ve de ikilinin de yer aldığı 1989 tarihli bir resim..:
http://img390.imageshack.us/img390/6344/fotodx4.jpg (röportaj ve resim alıntıdır..)