En Son Hangi Kitabı Okudun?

[amanda]

ARAF//Elif Şafak





Elif Şafak’ın İngilizce olarak kaleme aldığı Araf’ı Türkçeye Aslı Biçen çevirdi.


Farklı din, çevre ve kültürlerden gelip yolları Boston’da kesişen bir grup genç insanın dokunaklı öyküsünü anlatan Araf, yalnızlık, yabancılık, dil ve zaman üzerine bir roman…


Keskin bir kavrayışa ve mizah duygusuna sahip olan Araf, ait olma konusundaki sürekli özlemin ve sürgünde bir yurt arayışının öyküsü. Belki de hepsinden önemlisi, ister Doğu’da ister Batı’da, kendi yurdunda bile bir yabancı olmanın heyecan verici keşfi.


Araf, “The Saint of Incipient Insanities” adıyla 2004 yılının Eylül ayında ABD’nin öndegelen yayınevlerinden Farrar, Straus & Giroux tarafından yayımlandı.

alıntıdır..


Aslında klasik Elif Şafak uslubu diyebiliriz..
Birbirini etkileyen, birbirinden etkilenen insanların her birinin kendi hayatlarından, dolayısıyla bambaşka bakış açılarından yola çıkarak gelişen, değişen olaylar..
Sonu çok güzeldi..
Okunmasını tavsiye ederim..
(Ayrıca kapak resmi çok feci..)

[RoCker_HumAnist]

Candide-Voltaire çok güzel bir kitap kesinlikle okumanızı tavsiye ederim

[furkiii]

Meteor Avı

kitabın yazarı jules verne,çocukluğumun yazarı yani.. yine de ne yazardan ne de kitabın isminden anlaşıldığı üzere bir macera kitabı değil meteor avı..macera kitabından ziyade zamanın bilimsel ve toplumsal şartlarına ayak uyduramamış kendini kahraman ilân eden iki kişi arasındaki çatışmaları ele alıyor,yani diğer jules verne kitaplarından değil hem zaten tübitak bilim kitaplarının yetişkin kitapları bölümünde yer almakta..

kitapta aslında macera kitabı yazarken akıl ve mantıktan yoksun kimi yerlere giden yazarlara da göndermeler var,bu göndermeler de biraz önce bahsettiğim kahramanların aralarındaki çatışmalardan faydalanılarak yapılmış..genel olarak bu yazarlara yapılan göndermelerde alaycı bir üslup da kullanmış jules verne,gerçekten okurken size bazı kitapları anımsatıyor..=)bunun yanı sıra karakterin kişilik özellikleri verirlirken de oldukça eğlenceli bir dil kullanmış..kitap,olaylara farklı gözle bakabilmemizin yanında güldürüyor da..

çok beğendim,tübitak yayınlarında yetişkin kitaplığından çıkan bir-iki jules verne kitabı var sanırım,en kısa zamanda onları da alıp okumayı düşünüyorum..zaten bu yaz hedefim 20-25 kadar kitabı bitirmek,umarım stajım buna engel olmaz..

[zamansız]

Gölge Adam___Cody McFadyen

[drown]

Çok uzun bi zaman sürecinde okudum kitabı bazı nedenlerden dolayı o yüzden de pek keyif aldığımı söyliyemiycem ama belki ara vermeden okunursa daha keyif alınabilir:)

[ceren]

Kefaret- Ian Mcewan
filmi de  var hatta    ben ikisini d e çok beğendim

[drown]

Çok güzel ve özel bi kiap gerçekten ilgiyi hakediyor gerçekten de başucu kitabı vardır ya işte bu kitap benim başucu kitabımdır :) ayrıca bi kez okumalık bi kitap değil bence her okunduğunda eminim ki farklı sonuçlara ulaşılabilir  farklı şeyler çıkarılabilir kitaptan tavsiyemdir okuyun derim :)

Kitabın arka kapağında yazanlar aynen şöyle:

Pek iç açıcı şeylerden söz etmiyor elinizdeki kitap. Tersine, uygarlığın yeraltına tıktığı karanlık içeriklerden, toplumsal vicdan tarafından lanetlenmiş sapkın eğilimlerden, bastırılmış yıkıcı dürtülerden söz ediyor. Kötülükten, kirden ve suçtan; kadavradan, lağımdan ve boktan söz ediyor. Üstelik, bütün bunlardan söz etmekten bir şey umuyor. Yer üstünde asayiş yeraltının denetim altına alınmasıyla kurulmuşsa eğer, aşağıdaki içeriklerin konuşturulmasından geçecektir yıkıcı eleştiri. Kapitalizm bireyin yalnızca kendini tanımasının değil, aynı zamanda kendini unutmasının da koşullarını yaratmışsa, unutulanı hatırlatmayı hedef edinecektir eleştiri.
Böyle bir umut var bu yazılarda.  

Bu da kitapdaki en sevdiğim bölüm

İnsan bedeninin asaletidir yıkılması gereken,onu doğaya ve ölüme yabancılaştıran kibiri,kıvancı,sınıfsal başarı duygusudur.İnsanlık kültürünün temiz yürekli savunucuları;gösterişli mezarlarınız sonucu değiştirmiyor.Çürüyen et,bok,sidik ve kan geçer yaşamdan toprağa ve toprağın altında bütün bedenler eşittir

[SeDaEnGiN]

bayaaaa oluooo fatihi harbiyeee okudum sanırsam

[kime-ne]

yakın osmanlı tarihinde aykırı çehreler.......... taner timur un bi kitabıydı...

[drown]

Kızıldan Yeşile-Rudolf Bahro

Arka Kapak

Kızıldan Yeşile, Nazi Almanyası'ndaki çocukluk yıllarından başlayarak Rudolf Bahro'nun siyasi ve entelektüel gelişimini, Sovyetler Birliği'ne karşı eleştirilerinin ortaya çıkışını, Prag Baharı ve Çekoslovakya'nın işgalinin üzerindeki etkisini ve muhalif kimliğini irdeleyen, Batı'ya geçtikten sonraki siyasi görüşlerini tartışan bir dizi söyleşiden oluşuyor. Rudolf Bahro, geniş yankı uyandıran Doğu Avrupa'da Alternatif adlı kitabının yayınlanmasından iki yıl sonra, 1979'da Doğu Almanya'yı terketmişti. Batı Almanya'da Yeşil Parti'yi ve çevre hareketini destekleyerek, "endüstriyel silahsızlanma" tezini geliştirdi.
Söyleşilerin önemi, Bahro'nun Avrupa'daki çevre ve silahsızlanma eksenli yeni tip muhalefeti, dünya çapındaki anlamı açısından ve tarihsel materyalizmin geleneksel perspektifleriyle karşılaştırarak tartışmasında yatıyor... 
Söyleşilerin yapıldığı tarihten günümüze Doğu Avrupa ve Sovyetler Birliği'nde ortaya çıkan önemli değişimlere rağmen,yirminci yüzyıl sonunun başlıca toplumsal ve siyasi sorunlarını Doğu Avrupalı bir muhalifin entelektüel biyografisi içinde irdeleyen kitap,bugün de güncelliğini koruyor.

Arka kapaktan da anlaşılcağı üzere eskilere dair bi kitap Sovyetler Birliği Almanya nın bölünmüş olduğu zamanlar var kitapta.Kitap soru cevap şeklinde ilerliyor çocukluğundan itibaren bütün hayatını anlatıyo Rudolf Bahro yazdığı kiap "Alternatif" olsun hapishaneye girişi ülkeden gönderilişine dair herşeyi anlatıyo fakat hala bu kitap arka kapakta da dendiği gibi güncelliğini koruyo mu orası tartışılır...

[drown]

Kolici:Bir Seri Katilin Öyküsü-Sevinç Yavuz
 
Arka Kapak

Seri katillerle Kuzuların Sessizliği, Yedi, Hannibal gibi Hollywood ürünlerinde karşılaştık. Çok etkilendik, "İyi ki bizde çıkmıyor" dedik. Yanıldık!
       Suçlar konusunda uzman bir gazeteci olan Sevinç Yavuz, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdi: Kolici, Bir Seri Katilin Öyküsü ile ilk "yerli" seri cinayet kitabını kaleme aldı ve bu olgunun sadece ABD’ye özgü olmadığını açık bir şekilde gösterdi.
       Bu kitabın merkezinde kamuoyunun "kolici katil" diye tanıdığı Orhan Aksoy ve onun işlediği cinayetler var. Sorgusu sırasındaki soğukkanlılığıyla deneyimli polis şeflerini bile dehşete düşüren Aksoy’un dışında, İstanbul’da sadece mobilyacıları öldüren Seyit Ahmet Demirci ile Kayseri’de su kanalı boyunca, tüfeğiyle insan avına çıkan Hamdi Kayapınar da inceleniyor.
       Bu üç "yerli" seri katil, dünya çapındaki örnek vakalarla kıyaslanıyor; onları seri cinayet işlemeye iten dürtüler uzmanlarla tartışılıyor. En önemlisi, akıl hastası olup olmadıkları sorgulanıyor.
       Ürkütücü ama sahici...

Kitabı okuması iki saatinizi bile almıyor diyip başlıyım okunması baya kolay bi kitap eski kitaplardan bu da sanırım 90lı yılların sonunda yazılmış kitabın özü kolici seri katilimiz onun dışında iki Türk seri katile daha değiniliyo kitapta.Seri katilin tanımı yapılmakta ilerleyen bölümler de ve dünyadaki seri katillere kısaca bi göz atılmakta.Ayrıca 4 yabancı seri katilin üzerinde de fazlaca durulmuş.seri katil olma sebepleri falan tartışılıyor.

Okunabilir gerçi içinde bildiğimiz şeyler var ama olsun zarar gelmez

[11:14]

Tami Hoag-Psikopat


Bir suçlunun lehine verilmiş bir karar söz konusu. Oysa bütün şehir, anne ve o iki küçük çocuğu onun ödürdüğünden emin. Yargıç Moore'sa kanıtların yetersiz oduğu görüşünde.


Devamı sürükleyici bir polisiye-gerilim.

[kime-ne]

şu an elimdeki kitap bitmek üzere 'paradigmanın iflası ' fikret başkaya bu kitap da güya kendince resmi ideolojiyi eleştirmiş.

  diplomamı elime aldığım anda yazacağım ilk kitap 'paradigmanın iflasının iflası' olacaktır .

tamam kitabı elime aldığımda biliyordum M.Kemal'e, Kurtuluş Savaşımıza saldırılarla karşılaşacağımı ama bu kadarı da pes dedirtti ...

[w-lion]

ihanet noktası Dan Brown

[drown]

İki Ülke İki Devrim Türkiye İran-Nevval Çizgen

Arka Kapak

"İran Devrimi gündelik haber değerinden daha fazla bir anlam taşımaktadır. Çünkü zamanı donduran ve önemli kılan "o günün" bakış açısıdır. Amacım, yaşadığım çok ilginç üç dönemi anlatmak: Şah, devrim ve devrim sonrası bir yıl. Bu son dönem tüm Humeyni yönetiminden farklı bir sosyal görüntü sunmaktadır.
İran Devrimi, bu yüzyılda Rus ve Çin devriminden sonra bir toplum tasarımı olarak ortaya çıkan son devrimdir.
İran'ı ve İran'da olanları anlamak Türkiye için bir zorunluluktur. Türkiye aşiret gücüne ulaşmak yerine demokrasiye, açgözlülüğün politikası yerine politikalar üreten kurumlara ulaşmayı hedeflerse Ortadoğu'daki ve dünyadaki yerini belirleyebilecek ve bunu bir güce dönüştürebilecek.
Kendi kültürümüzü tanımak ve "öteki" kültürleri anlamaya, bilmeye çalışmak bunun temelidir.



Kitap yazarın üniversite yıllarından başlıyor.O zamanın ortamının eksiklerini bir bir dile getirip kendi üstünlüğünü vurguluyor (bu çok komik bi durum bence herneyse ) .O zamanlar Türkiyede okuyan İranlı çoğunluktan bahsediyor derken yazar İranlı bi kişiyle evleniyor ve İran da oturmaya başlıyor.Asıl olay burdan sonra başlıyor.Kitabın belki de en dolu dolu olduğu kısımlar buraları.İran daki aşırı sınıf farklılığını çarpıcı bir şekilde dile getiriyor.Devrim oluyor falan ama özgürlük ortamı anca bi iki sene sürüyor sonrası yine felaket.Kitabın sonlarında da devrimin neden istediğini veremediği sorgulanıyor.Türkiye ile İran bol bol karşılaştırılıyor.Kitabın son iki bölümü ise üstünde bol bol düşünülmesi gereken bölümler.bunlardan bi tanesi "Türkiye Neden İran Olamaz" burda başlıktan da anlaşılcağı üzere Türkiye nin neden İran olamıyacağı anlatılıyor.Son bölüm ise "Türkiye:Devletten Kaçan Toplum" .Bu bölümde ise Türkiye neden İran olabilir bu anlatılıyor.Kitabı bitirdiğinizde İran hakkında bilmediğiniz bir sürü şey olduğunu farkediyorsunuz.Şaşırtıcı bir kitap tavsiye edilir...