Bir film çekiyorsun, sadece bir oyuncunun ‘cesur’ ve diğer oyuncunun ‘üstsüz’ göründüğü sahneler konuşuluyor. Üstelik bildiğim ve tanıdığım kadarıyla ne o yönetmen ne de oyuncular bunlardan medet umuyor ya da bu tip manşetlerden hoşlanıyor. “Anadolu’nun Kayıp Şarkıları” adlı müthiş belgeselle bizi mest eden Nezih Ünen’in “Mavi Pansiyon”u keşke biraz daha iyi bir film olsaydı da “cesur Özlem Tekin” veya “üstsüz görünen Pelin Acar”dan daha farklı başlıklarla haber olabilseydi.
-Şerif Gören’in bu cuma vizyona girecek olan “Ay Büyürken Uyuyamam” filmini basın gösteriminde izledim.
Keşke o gün hasta olsaydım, uyanamasaydım ya da gösterime geç kalıp sinemaya giremeseydim de, usta bir yönetmenin sezonun en kötü filmini nasıl çıkardığına şahit olmasaydım.
Drama komik diye yeni bir türdü izlediğimiz.
Dramatik olması hedeflenen sahnelerde kahkahalar yükseliyordu salondan. Üzüldüm, gerçekten çok üzüldüm.
-Emek sineması için yıkım kararı çıktı. Onca feryadımıza, yürüyüşe, protestoya rağmen.
Hazır karar da çıkmış-ken çok bekleyeceklerini sanmıyorum. Yakındır, yıkacaklar onca yıllık Emek’i. Anılarımızla, filmlerle, sinemamızın tarihiyle birlikte.
Çocuklarımıza Emek için yeterince emek harcayamadığımızı nasıl anlatacağız!
Kelebek