Bazı eserler vardır, tamamıyla ruhunuzu sarar; ama o eserin öyle bir yeri vardır ki ruhunuzu sarmanın ötesine geçip ruhu deler, kalbi bulur, orayı da parçalar ve özünden vurur adamı! İşte bu şarkının akustik olmayan versiyonundaki
"Kimse bilmez, bir ömür gelip geçti (burda giren enstrümanın sesiyle Özlem'in "Geçtiiii" deyişi nasıl ahenkle dans eder Yarabbi! Ölürüm, ölür!)
Bu tarlada ne ekinler yetişti
Dön bir bak bana, gözlerim gülüyor
Seni gördüm göreli mevsim değişti
Seni gördüm göreli dünya değişti"
kısmı da en derinimden vuruyor beni. Çevirip çevirip tekrar dinlemekten yorulmak gibi bir lüksüm bile yok! Burayı anlatacak söz bulamıyorum. Bu kısmı kesinlikle mezar taşıma falan yazdıracağım!